Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 489
52. (Ey Rasûlüm), işte sana böyle emrimizden bir ruh (Kur’an) vahyettik. (Halbuki daha önce) sen kitab nedir, iman nedir bilmiyordun. Fakat biz o kitabı bir nur yaptık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz; ve muhakkak ki sen, doğru bir yola (İslâm’a) çağırıyorsun.
53. O Allah yoluna ki, göklerde ne var, yerde ne varsa hep O’nundur. Dikkat edin! Bütün işler döner (sonunda) Allah’a varır.
1. Hâ, mîm.
2. Allah yolunu apaçık gösteren bu Kitab’a yemin olsun ki,
3. Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur’an yaptık.
4. Gerçekten o, bizim katımızdaki ana kitabda (Levh-i Mahfûz’da) şanı çok yücedir, hikmet doludur.
5. Siz (ey Mekke halkı) haddi aşan bir kavim oldunuz diye, sizden o öğüdü kaldıracak mıyız?
6. Halbuki (seni bir peygamber olarak kavmine gönderdiğimiz gibi), evvelkiler içinde de nice peygamberler gönderdik.
7. Onlara her peygamber geldikçe, muhakkak onunla alay ederlerdi.
8. Onun için biz onlardan (Mekke’lilerden) kuvvetçe daha şiddetlilerini helâk ettik ve o evvelkilerin (hallerine dair Kur’an’da ibret) örneği geçti.
9. Yemin olsun ki, onlara (Mekke kâfirlerine): “- Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, derler ki: “- Onları, Azîz= her şeye galib olan, Alîm= her şeyi bilen yarattı.”
10. O Allah ki, size yeri bir döşek yaptı. Onda, (seferlerinizde) doğru gidersiniz diye de yollar açtı.