Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 469
17. Bugün (ahirette) herkes kazandığı ile cezalanacaktır. Zulüm yok bugün... Şübhesiz ki Allah hesabı çok çabuk görendir.
18. (Ey Rasûlüm, o müşrikleri gelmesi yakın) kıyamet günü ile korkut. O vakit kalbler, hüzünle dolu olarak gırtlaklara çıkmış yutkunur dururlar. Kâfirlerin ne bir yakını var, ne de şefaatı makbul bir şefaatçisi...
19. Allah, gözlerin hain bakışını da bilir, kalblerin gizlediğini de...
20. Allah, hak ve adaleti yerine getirir. O kâfirlerin, Allah’dan başka ibadet ettikleri (putlar) ise, hiç bir şeyi yerine getiremezler. Çünkü Allah Semî’dir= sözlerini işitendir, Basîr’dir= bütün yaptıklarını görendir.
21. O kâfirler, yeryüzünde gezib dolaşmadılar mı? Baksalar ya, kendilerinden öncekilerin akıbeti nasıl olmuş? Onlar hem kuvvet, hem de eserleri bakımından yeryüzünde kendilerinden çok daha üstündüler. Böyle iken Allah onları günahları yüzünden helâk etti. Kendilerini Allah’ın azabından bir koruyan da olmadı.
22. Dünyadaki azabın sebebi şu: Çünkü onlara peygamberleri mucizelerle geliyorlardı da, (onları) inkâr ettiler. Allah da onları (azabı ile) yakalayıverdi. Muhakkak ki O, çok kuvvetlidir, azabı şiddetlidir.
23. Doğrusu biz, Mûsa’yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik:
24. Firavun’a (veziri) Hâmân’a ve Karûn’a...Onlar (Mûsa için şöyle) dediler: “- Bu bir sihirbazdır, yalancıdır.”
25. Bunun üzerine Mûsa, tarafımızdan onlara hakkı (kitabı) getirince de şöyle dediler: “- Mûsa ile beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını ise diri bırakın.” Fakat kâfirlerin hilesi ancak yok olmağa mahkûmdur.