Ahzâb Suresi 49. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Ahzâb Suresi 73 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 90. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 418 sayfa numarasında yer almaktadır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نَكَحْتُمُ الْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِنْ قَبْلِ اَنْ تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِنَّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدُّونَهَاۚ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحاً جَم۪يلاً
Sureler
Mushaf
Sayfa 418
Sayfa 418
İlgili Sure
Ahzâb Suresi
Ahzâb Suresi
Önceki
Ahzâb Suresi 48. Ayet
Ahzâb Suresi 48. Ayet
Sonraki
Ahzâb Suresi 50. Ayet
Ahzâb Suresi 50. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ey inananlar! Mü'min kadınları nikahlayıp sonra ilişkide bulunmadan boşarsanız, onları iddet müddetince bekletmeniz gerekmez. O halde onlara bağışta bulunarak, onları memnun edin ve onları zarar ve eziyet vermeksizin serbest bırakın. |
Abdullah Parlıyan | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın. |
Adem Uğur | Ey iman edenler! İman etmiş kadınları nikâhlayıp sonra kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, sizin için onlar aleyhine, sizin belirleyeceğiniz bir iddet (yeniden evlenmelerine mâni bir süreç) hakkınız yoktur. . . Derhal mut'alarını verin (mal - para verin) ve kendilerini kolaylıkla serbest bırakın. |
Ahmed Hulusi | Ey iman edenler, mü’min kadınları nikâhladığınız zaman, henüz zifafa girmeden onları boşar, boşanma kararı alırsanız, onları, mahkemeye, hakemlere veya âlimlere hesaplatacağınız bir iddet süresince bekletmeye hakkınız yoktur. Onları hemen dünyalık vererek, ihtiyaçlarını karşılayarak güzel bir şekilde serbest bırakın. |
Ahmet Tekin | Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlar da sonra kendilerine dokunmadan boşarsanız sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Onlara geçimlik birşeyler verin ve kendilerini güzel bir tarzda salıverin. |
Ahmet Varol | Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin. |
Ali Bulaç | Ey müminler! Mümin hanımları nikâh edip de, sonra kendilerine dokunmadan (onlarla başbaşa kalmadan) onları boşarsanız, artık üzerlerine sayıp duracağınız bir iddet (üç hayız müddeti kadar bir bekleyiş) size yoktur; (hemen başka bir kocaya varabilirler). Bu takdirde onlara, hemen nikâh haklarını verip kendilerini güzel bir şekilde boşayın. |
Ali Fikri Yavuz | Ey iman edenler! Mü’min (veya Kitap Ehli’nden) kadınlarla nikâh akdi yapıp, onlara evlilik münasebeti noktasında dokunmadan kendilerini boşayacak olursanız, bu durumda (bir başkasıyla evlenebilmeleri için) onlardan süre beklemelerini istemeye hakkınız yoktur. Kendilerine (böyle bir boşama için gerekli) ödemede bulunun ve güzellikle salın onları. |
Ali Ünal | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp sonra kendileriyle cinsel ilşkiye girmeden onları boşarsanız, artık onlar üzerinde sizin sayıp duracağınız bir iddet bekletme hakkınız yoktur. Onlara bir miktar yardımda bulununuz ve onları güzellikle serbest bırakınız! [443] |
Bayraktar Bayraklı | Ey inananlar! Mumin kadinlarla nikahlanip, onlari, temasta bulunmadan bosadiginizda, artik onlar icin size iddet saymaya luzum yoktur. Kendilerine bagista bulunarak onlari guzellikle serbest birakin. |
Bekir Sadak | Ey imân edenler! İmân eden kadınları nikahladıktan sonra kendilerine henüz dokunmadan (cinsel yaklaşma ve ona itici bir davranışta bulunmadan) boşayacak olursanız, artık sizin için onlar hakkında sayacağınız i d d e t (şer'î bekleme süresi) yoktur. Onları geçimlikle yararlandırın ve güzel bir şekilde salıverin. |
Celal Yıldırım | Ey inananlar! Mü'min kadınları nikâhlayıp da, henüz dokunmadan onları boşarsanız, onları iddet müddetince beklemeniz gerekmez. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın. |
Cemal Külünkoğlu | Ey iman edenler! Mü’min kadınları nikâhlayıp, sonra onlara dokunmadan (cinsel ilişkide bulunmadan) kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut’a verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın. |
Diyanet İşleri | Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın. |
Diyanet Vakfı | Ey inananlar, inanan kadınları nikahladıktan sonra, onlarla cinsel ilişkiye girmeden boşarsanız, (bir başkasıyla evlenmelerinden önce) onların size bir bekleme süresi borcu yoktur. |
Edip Yüksel | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal müt'alarını (mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal) verip onları güzel bir şekilde salıverin. |
Elmalılı ( Sade ) | Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp da kendileriyle ilişkide bulunmadan onları boşadığınızda onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen mehirlerini verip onları güzelce salıverin! |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Ey o bütün iyman edenler! Mü'minleri nikâh ettiğiniz, sonra onlara dokunmadan talâk verdiğiniz vakıt üzerlerinde sayacağınız bir ıddet hakkınız yoktur, derhal müt'alarını verib onları güzel bir surette salıverin |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ey inananlar, inançlı (kadın)ları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin. |
Gültekin Onan | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın. |
Harun Yıldırım | Ey îman edenler, mü'min kadınları nikâhlayıb da sonra, kendilerine dokunmadan, onları boşadığınız zaman sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yokdur. O suretde onları fâidelendirib kendilerini güzel bir şekilde salıverin. |
Hasan Basri Çantay | Ey îmân edenler! Mü’min kadınları nikâh eder de sonra kendilerine dokunmanızdan önce onları boşarsanız, bu durumda sizin için onların üzerinde sayacağınız bir iddet (süresi bekletme hakkınız) yoktur. Hemen onları (mehirlerinin yarısıyla) faydalandırın ve onları güzelce bir bırakmayla (incitmeden) güzellikle salıverin! |
Hayrat Neşriyat | Ey iman edenler; mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlarla temasta bulunmadan önce boşadığınızda, artık onlar için iddet saymanıza lüzum yoktur. Kendilerini geçindirin ve güzellikle serbest bırakın. |
İbni Kesir | Ey İman edenler! İnanan kadınlarla evlendiğinizde, onlarla evlilik ilişkisine girmeden boşarsanız, kadınlar için belirlenen iddet günlerini (dört ay on günü) saymanıza gerek yoktur. O kadınları güzel bir biçimde (haklarını çiğnemeden, eziyet etmeden) bırakın. |
İlyas Yorulmaz | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık onları (yetecek miktarda) yararlandırın ve onları güzel bir salıverişle salıverin. |
İnsan Dergisi | Ey iman edenler! Mümin veya Kitap Ehlinden olan bir kadınla evlenir, fakat henüz kendisine dokunmadan —yani gerdeğe girmeden— onu boşarsanız, evlilik o anda bitmiş olur. Artık kadın serbesttir, dilerse bir başkasıyla evlenir, dilerse yeni bir nikâh ve mehir ile eski kocasına geri döner (2. Bakara: 228–232). Bu kadın, —gerdeğe girmiş kadınların aksine— bir başkasıyla evlenmeden önce üç ay hâli beklemek zorunda değildir ve sizin de ondan bunu istemeye hakkınız yoktur. Bu durumda, evlilik bedeli olan mehir belirlenmiş ise, ona mehrin yarısını verin. Belirlenmemiş ise, maddî gücünüz ölçüsünde, onu teselli edici hediyelerle faydalandırın ve kendisini üzmeden, rencide etmeden ve yeni bir yuva kurmasını engellemeden, güzelce bırakın. Kendileriyle gerdeğe girdikten sonra boşadığınız kadınlara gelince, onlara mehir belirlemiş iseniz mehrin tamamını, değilse mehr-i misil, yani o günkü şartlarda verilen ortalama bir mehir verin. Bütün bu hükümler, Peygamber dışındaki müminler için geçerlidir. Peygambere gelince: |
Kadri Çelik | Siz ey imana ermiş olanlar! Mümin kadınlarla evlenir ve fakat onlara dokunmadan boşarsanız, onlar adına bir iddet dönemi hesaplamaya ve (onlardan bunu) beklemeye hakkınız yoktur; o halde (hemen) ihtiyaçlarını karşılayın ve en güzel şekilde bırakın. |
Mahmut Kısa | Ey inananlar, inanan kadınları nikâhladıktan sonra onlara dokunmadan boşarsanız onlar için sayacağınız bir bekleme müddeti yoktur; onlara geçinecek bir şey verin ve güzellikle bırakın. |
Muhammed Esed | Siz ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlar da onları gerdeğe girmeden önce boşarsanız, onlara karşı iddet hesaplama hakkınız yoktur; şu halde derhal onlara dünyalıklarını verin ve kendilerini güzellikle salıverin. |
Mustafa İslamoğlu | Ey imân etmiş olanlar! İmân sahibesi olan kadınları nikâh ettiğiniz, sonra da onları daha kendilerine temas etmeden evvel boşadığınız vakit, artık sizin için onların üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. O halde onları fâidelendiriniz ve onları güzelce bir sûrette salıveriniz. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Bu takdirde hemen nikah haklarını verin ve güzellikle serbest bırakın. |
Ömer Öngüt | -Ey iman edenler, mü’min kadınları nikahlayıp, sonra da onlarla ilişkiye girmeden boşadığınız zaman, onlara iddet saymanıza gerek yoktur. Onlara geçimliklerini verin ve onları güzel bir şekilde bırakın. |
Şaban Piriş | Ey iman EDENLER! Mümin kadınları nikahlayıp, sonra onlarla birlikte olmadan kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut’a (boşanma tazminatını) verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın. |
Sadık Türkmen | Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp da, henüz dokunmadan onları boşarsanız, onları iddet müddetince beklemeniz gerekmez. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın. |
Seyyid Kutub | Ey müminler! Mümin kadınlarla nikâh akdi yapıp da onlara dokunmadan kendilerini boşayacak olursanız, onların iddet beklemelerini isteme hakkınız yoktur. Bu durumda bağışlayacağınız hediyelerle onları memnun ederek güzel bir şekilde boşayın. |
Suat Yıldırım | Ey inananlar, inanan kadınları nikâhlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın. |
Süleyman Ateş | Ey iman edenler, mü'min kadınları nikâhlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin. |
Süleymaniye Vakfı | Ey iman etmiş kişiler! Mümin kadınlarla nikahlanır da kendilerine dokunmadan boşarsanız onların, sizden dolayı iddet beklemeleri gerekmez. Onlara yararlanacakları bir şey verin ve onları güzellikle serbest bırakın. |
Tefhim-ul Kuran | Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhladıktan sonra kendilerine dokunmadan boşadığınız takdirde, onlar için saymanız gereken bir iddet yoktur. Yalnız onları gönül alacak birşeylerle faydalandırın ve güzellikle boşayın. |
Ümit Şimşek | Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ey iman edenler. Mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, sizin için onlar üzerine sayacağınız bir iddet yoktur. (Tayin ettiğiniz mehrin yarısı kadarıyla) onlara (yararlanacakları) geçimliği verin ve onları güzel bir şekilde (serbest) bırakın. |
Sureler
Sayfa 418
Mushaf
Mushaf
Ahzâb Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Ahzâb Suresi 48. Ayet
Önceki
Önceki
Ahzâb Suresi 50. Ayet
Sonraki
Sonraki