Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 504
15. Biz insana anne babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve güçlükle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet ergenlik çağına erip kırk yaşına varınca der ki: 'Rabbim! Beni, bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmeye, senin hoşnut olacağın salih amel işlemeğe yönelt ve benim için soyumu da salih eyle. Şüphesiz ben sana tevbe ettim ve ben Müslümanlardanım.'
16. İşte bunlar, yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz ve kötülüklerinden de geçeceğimiz, cennet halkı içinde yer alan kimselerdir. Bu kendilerine vaad olunan doğru vaaddir.
17. Fakat o kimse ki, anne babasına: 'Öff size! Benden önce nice nesiller geçtiği halde benim (yeniden diriltilip) çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz!' der. Onlarsa Allah'a sığınarak: 'Yazık sana iman et. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi gerçektir' derler. O da: 'Bu (Kur'an), öncekilerin masallarından başka bir şey değildir' der.
18. İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçmiş ümmetler içinde üzerlerine (azap) sözü gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
19. Her birinin yaptıklarından dolayı dereceleri vardır. Bu, (Allah'ın), yaptıklarının karşılığını kendilerine eksiksizce vermesi içindedir. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.
20. İnkar edenlerin ateşe sunuldukları gün (kendilerine denir ki): 'Siz dünya hayatınızda bütün güzelliklerinizi harcadınız ve onlarla zevk sürdünüz. Bugün artık, yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz ve yoldan çıkmanız dolayısıyla aşağılayıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.'