Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 85
38. Bunlar, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman etmedikleri halde, insanlara gösteriş yapmak için mallarını harcayanlardır. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, kimin arkadaşı olursa, bilsin ki o ne kötü bir arkadaştır.
39. Bunlar, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman etmiş olsalar, Allah’ın verdiği rızık ve servetten karşılık beklemeden, gönüllü harcamış, insanların ihtiyaçlarını görmüş olsalardı, kendilerine ne zarar gelirdi? Onların yaptıkları her şey, Allah’ın bilgisi, planı, iradesi dahilinde gerçekleşmektedir.
40. Allah hiç kimseye zerre kadar zulmetmeyecektir. Eğer zerre kadar da iyilik yapılsa, onun sevabını kat kat artırır, kendi katından da büyük mükâfatlar verir.
41. Her milletten kutsal kitabı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önder, doğruları konuşan şâhitler getirdiğimiz zaman, seni de geçmiş ümmetlere ve bu ümmete, Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önder, doğruları konuşan şâhit olarak gösterdiğimiz zaman, bakalım onların hali ne olacak?
42. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler, peygamberin emirlerini dinlemeyenler, sünnetine riayet etmeyenler o gün toprağa karışmayı, hak ile yeksan olmayı temenni ederler. Hiçbir haberi, hiçbir sözü Allah’tan gizleyemezler.
43. Ey iman edenler, sizler sarhoş ve zihinsel uyuşukluk halindeyken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken de, yolları mescitten geçenler hariç, gusledinceye kadar namaza, mescide yaklaşmayın. Eğer hasta, yaralı olur veya yolculukta bulunursanız yahut herhangi biriniz ayakyolundan gelirse veya hanımlarınızla ilişkiye girmiş, su da bulamamışsanız, o zaman abdest alma veya gusul etme niyetiyle temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi-kollarınızı meshedin, namazınızı kılın. Allah çok affedicidir, kullarını daima koruma kalkanına alır.
44. Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulan ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Dalâleti, bozuk düzeni, başlarına buyruk yaşamayı, kendilerine belâ olarak satın alıyorlar, sizin de doğru yoldan uzaklaşmanızı, başınıza buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizi istiyorlar.