Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 66
122. O zaman, Uhud’da içinizden iki grup (Hazrec’den Selemeoğulları’yla Evs’ten Hâriseoğulları) da, bozguna uğramak üzere idi. Halbuki velileri, koruyucuları, emrinde oldukları otorite Allah’tı. Mü’minler sadece ve sadece Allah’a dayanıp güvensinler.
123. Andolsun, sizler güçsüzken, Allah size Bedir’de yardım etti. Öyleyse Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun ki, şükretmiş olasınız.
124. O zaman sen: 'İndirilen üç bin melekle, Rabbinizin size yardım etmesi, sizin için yeterli değil midir?' demiştin.
125. Evet, siz sabrederek mücadeleye devam eder, kararlılık gösterir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunursanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız, onlar şu anda ansızın üzerinize gelseler bile, Rabbiniz, her türlü savaş taktiğini ve savaş oyunlarını kullanabilen, süvari birlikleri halinde, peş peşe inen beş bin melekle size yardım eder.
126. Allah meleklerle yardım va’dini, kesinlikle size bir zafer müjdesi olsun, kalpleriniz bununla huzura kavuşsun, akıllarınız yatsın diye yaptı. Zafer yalnız kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah katındandır.
127. Allah bu yardımı, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin liderlerinin, askerî erkanının kökünü kazısın veya onları perişan etsin de, ümitsiz olarak dönüp gitsinler diye yaptı.
128. Onlara yapılacak muameleden dolayı seni ilgilendiren bir konu yok. Allah ya onların tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişlerini kabul eder, yahut onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler.
129. Göklerdeki varlıklar ve imkânlar, yerdeki varlıklar ve imkânlar Allah’ındır ve Allah’ın tasarrufundadır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri koruma kalkanına alır, bağışlar, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere ceza da verir. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
130. Ey iman nimetine kavuşanlar, eklenerek katlanan fâiz geliri, bileşik fâiz geliri yemeyin. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun ki, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eresiniz.
131. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler için hazırlanan ateşten, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınarak korunun.
132. Allah’a ve ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlune itaat edin, O’nun faizle ilgili tebliğine, teşriine, yasaklarına riayet edin, Kur’ân’ı ve sünneti uygulayın ki, Allah’ın merhametine mazhar olasınız.