Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 561
8. Ey iman edenler, tevbe-i nasuh ile, hâlisâne, samimi bir tevbe ile günah işlemekten vazgeçerek, Allah’a itaate yönelin, üzerinizdeki başkalarına ait hakları sahiplerine iade edin. Umulur ki, Rabbiniz kusurlarınızı siler, bağışlar. Sizi altından ırmaklar akan cennet konaklarına koyar. Allah’ın, peygamberini ve onunla birlikte, iman edenleri utandırmayacağı bir günde, sizi cennetlere koyar. Onların imanlarından, işledikleri hayırlardan ve sâlih amellerinden kaynaklanan nurları, genişleyerek ve yayılarak önlerini, sağlarını, sollarını aydınlatır. Onlar: 'Rabbimiz, bizim faydalanmamız için nurumuzu devam ettir, bizi koruma kalkanına al, bağışla. Senin her şeye gücün kudretin yeter.' derler.
9. Ey peygamber, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklara karşı hayatlarınızı ortaya koyarak, mallarınızı harcamada sınır tanımayarak, basın-yayın yoluyla ve cezalar uygulayarak fiilen cihad ilan et, mücadele et, savaş. Onlara karşı, katı, sert, kararlı ve tavizsiz davran. Onların mekânları cehennemdir. Cehennem ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir.
10. Allah, mü’minlerle akrabalığı olan kâfirlerin ibret almaları için, Nûh’un karısı ile, Lût’un karısını misal vererek anlatıyor. Bu ikisi, bizi ilâh tanıyan, candan müslümanlar olarak bize bağlı, saygılı kullarımızdan dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi, mü’min iki sâlih kişinin nikâhları altında iken, onlara hıyanet ettiler. Kocaları, onları Allah’ın azâbından kurtaramadılar. Onlara: 'Haydi, ateşe girenlerle beraber, siz de ateşe girin.'denildi.
11. Allah, kâfirlerle akrabalığı olan mü’minlerin ibret almaları için de, Firavun’un karısı Asiye’yi fazilet örneği göstererek anlatıyor. Hani o: 'Rabbim, kendi katında, Cennet’te benim için bir ev yap. Beni hem Firavun’dan, hem de, onun kötü amellerinden azgınlık ve işkencesinden kurtar. Beni inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlim bir kavimden kurtar.' demişti.
12. İffetini, kale gibi koruyan, beline sahip olan İmrân’ın kızı Meryem’i de, Allah, iman edenlerin ibret alması için iffet numunesi gösterdi. Biz rahmetimizle varettiğimiz düzenin bir bölümü olan ruhumuzdan nûranî dalgalar halinde Îsâ’nın bütün hücrelerine ruh yayarak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem, Rabbinin kanunlarını, mûcizelerini, kudretinin delillerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edip, boyun eğenlerden, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılanlardan, dinî insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getirenlerden, saygıda kusur etmeyenlerdendi.