Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 551
12. Ey peygamber, hür mü’min kadınlar, özgür iradeleriyle, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasındakini, başkalarından aldıkları çocukları uydurdukları yalanlarla, iftiralarla kocalarına isnad eylememek, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine, meşrû, İslâmî kurallarla örtüşen örfe, ilmî verilere, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planlara, programlara, hakkaniyete uygun, hayırlı işlerde sana bağlılığı ve saygıyı terketmemek, emirlerine itaat etmek ve savsaklamamak ve rızanı gözetmek hususlarında biat etmek açıkça reylerini belirterek sosyal ve siyasî sözleşmeye katılmak üzere sana gelirlerse, onların biatlerini kabul et. Allah’tan onları koruma kalkanına almasını ve geçmiş günahlarından dolayı onları bağışlamasını dile. Allah kullarını koruma kalkanına alan çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
13. Ey iman nimetine kavuşanlar, kendilerine Allah’ın gazap ettiği milletlerle, yahudilerle dostluklar, ittifaklar kurmayın. İşlerinizin idaresini onlara bırakarak, onları kendinize hâkim hale getirmeyin. Onlar, kâfirlerin, kabirdekilerin dünyaya dönüşlerinden, yeniden diriltilmelerinden ümit kestikleri gibi, bile bile Muhammed’e, Kur’ân’a iman etmemeleri sebebiyle âhiretteki, ebedî yurttaki nasiplerinden, lütuf ve rahmetten, kurtuluştan ümit kesmişlerdir.
1. Göklerdeki varlıkların ve imkânların ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı Allah’ın koyduğu düzen içinde görevlerini yaparak Allah’ı tesbih ve zikrediyorlar. O kudretlidir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
2. Ey iman nimetine kavuşanlar, yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?
3. Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında, büyük bir gazabı muciptir.
4. Allah kendi yolunda, İslâm uğrunda duvarları kurşun dökülerek, kenetlenerek yapılmış sağlam bina gibi saf bağlayarak savaşanları sever.
5. Hani Musa kavmine: 'Ey kavmim, benim Allah’ın Rasulü olduğumu bildiğiniz halde, niçin beni incitiyorsunuz?' demişti. Onlar hak yoldan ayrılıp sapınca, Allah da onların düşüncelerini, kalplerini haktan, doğruluktan ayırdı. Allah doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden fâsık, âsi ve bozguncu bir toplumu doğru yola sevketme lütfunda bulunmaz, başarıya ulaştırmaz.