Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 541
25. Andolsun, biz Rasullerimizi, apaçık âyetlerle, mûcizelerle, vahyin içeriğini açıklayan beyanlarla, tavsiyelerle, hak peygamber olduklarını tasdik eden delillerle özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. İnsanlar insaf ve adâleti uygulayarak sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî bir düzen kurarak yaşasınlar, sosyal adaleti, sosyal güvenliği temin etsinler, refah payını artırarak dengeli dağıtsınlar diye peygamberlerle beraber kutsal kitapları ve adaleti, dengeyi, ölçüyü, tartıyı yerleştirecek ilkeleri indirdik. Bir de demiri indirerek yerküreye yerleştirdik, varlığını bildirdik. Onda büyük bir güç vardır. İnşaatta, ziraatta, sanayide, savaşta, barışta insanlara birçok faydaları vardır. Allah, kendisine ve gönderdiği Rasulüne, görmedikleri halde, gıyaben yardım edenleri, dinine sahip çıkan mü’min nesilleri tesbit etsin de, mükâfatlarını versin diye bütün bunları size verdi. Allah güçlü, kudretli ve hükümrandır.
26. Nûh’u ve İbrâhim’i de peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirip gönderdik. Peygamberliği ve kitabı da, onların nesilleri içinde devam ettirdik. Onlardan doğru yolu tercih edenler, doğru yolda sebat edenler vardı. Onların çoğu da doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden fâsıktı, âsi ve bozguncu idi.
27. Sonra bunların izinden ardarda Rasullerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona, onun sünnetine tâbi olanların kafalarına, kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı-zâhidliği biz onlara yazılı olarak farz kılmadık. Bunu, Allah rızasını kazanmak için yaptılar, ama buna gereği gibi, bihakkın, samimiyetle riayet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onların çoğu doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan fâsıktı, âsi ve bozguncu idi.
28. Ey ehl-i kitaptan ehl-i tevhid olanlar! Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, takva esaslarını-Kur’ân esaslarını, Allah’ın şeriatını benimseyin. Rasulüne, Muhammede iman edin ki, Allah, rahmetinden size iki pay versin, size aydınlığında yürüyeceğiniz bir nur ihsan etsin, sizi koruma kalkanına alsın, bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
29. Ehl-i kitabın, ehl-i tevhid olanlarından İslâma girenlerinin, Allah’ın lütfundan hiçbir şey elde edemiyecekleri şeklindeki yanlış bilgilerini ortadan kaldırmak için, Allah ehl-i tevhid olanların, takva esaslarını benimseyenlerine, Muhammed’e iman edenlerine rahmetinden iki pay veriyor. Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir.