Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 510
30. Bizim sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onları, münafıkları ve hasta ruhluları sana gösterirdik. Sen onları simalarından tanırsın. Andolsun ki, sen, onları, incitici konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah amellerinizi biliyor.
31. Andolsun ki, içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerle, şer’î mükellefiyetlere riayet edenleri, sabrederek mücadeleye devam edenleri belirleyinceye, amellerinizi, davranışlarınızı görüp açığa çıkarıncaya kadar, elbette sizi imtihan ederiz.
32. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, insanları Allah yolundan İslâm’a girmekten alıkoyanlar, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel tedbirler alanlar, kendilerine haklar sağlayan, doğru, hak yol, Allah’ın kitap ve peygamberle gösterdiği yol açıkça ortaya konduktan sonra, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’a, sünnetine karşı gelenler, Allah’a, asla hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
33. Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, kitabındaki hükümleri uygulayın. Rasulullah’a itaat edin, sünnetini uygulayın, tebliğine, teşriine riayet edin, isyan ederek, ilgisiz davranarak, büyük günah işleyerek, riyakâr davranarak, gösteriş yaparak ve başa kakarak devamlı, amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli amellerinizin iptal edilmesine, boşa gitmesine sebep olmayın.
34. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri; küfre saplananları, insanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoyanları, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel olanları, sonra da küfürde, inkârda ısrar ederek ölenleri Allah asla bağışlamayacaktır.
35. Sakın gevşemeyin. Üstün durumda iken barışa davet etmeyin. Allah sizinle beraberdir. O sizin devamlı, bilinçli işlediğiniz amellerinizi asla zâyi etmeyecektir, eksiltmeyecektir.
36. Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışırsanız, günahlardan arınır, azaptan korunursanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız, Allah size mükâfatınızı verir. Sizden, mallarınızı tamamen sarf etmenizi istemez.
37. Eğer mallarınızın tamamını isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz, mâli mükellefiyetleri yerine getirmezdiniz. Bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
38. Bakın ey mü’minler, sizler, Allah yolunda, İslâm uğrunda karşılık gözetmeden gönüllü harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden cimrilik edenler, mâlî mükellefiyetleri yerine getirmeyenler var. Kim cimrilik eder, mâlî mükellefiyetleri yerine getirmezse, sırf kendi nefsine karşı kendi aleyhine cimrilik etmiş, kamu düzeninin bozulmasına, güvenliğin sarsılmasına sebebiyet vermiş olur. Allah zengindir, muhtaç değildir, siz ise fakirsiniz, muhtaçsınız. Eğer iktidara gelir, şer’î mükellefiyetleri yerine getirmez, itaatten yüz çevirir, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönlendirmeye devam ederseniz, Allah, yerinize başka kavimler getirir, bu işin başına geçirir. Şunu üstüne basarak belirtelim ki, onlar sizin gibi gevşek, duyarsız, sorumsuz davranmazlar.