Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 450
103. Baba-oğul Allah’a teslim olup, boyun eğdiği, İslâm’daki samimiyetlerini gösterdikleri, İbrâhim’in İsmâil’i şakağı üzerine yatırdığı zaman biz seslendik.
104. Ona: 'Ey İbrâhim!' diye seslendik.
105. 'Rüyana gerçekten sadakat gösterdin. İşte biz, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, inanmışları daha önce seni mükâfatlandırdığımız gibi mükâfatlandırırız.'
106. Bu, işte bu, açık açık bir imtihandır.
107. Kurban edilecek yaşa gelmiş bir kurban kesme sorumluluğu karşılığında oğlunu kurban edilmekten kurtardık.
108. Onun hayatından sonraki nesillerde, devam eden güzel gelenekler, övgülerle dolu hâtıralar bıraktık.
109. İbrâhim’e selâm olsun, selâmette olsun, selâmete erenlerdendir.
110. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan, müslüman önderleri, inananları işte biz böyle mükâfatlandırırız.
111. O bizi ilâh tanıyan, candan müslüman olarak bize bağlanan, saygıyla bize kulluk ve ibadet eden kullarımızdandı.
112. Onu, dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi mü’min sâlih kullarımdan bir peygamber olan İshak ile müjdeledik.
113. İbrâhim’e ve İshak’a bereketler ihsan ettik. Onların nesillerinden iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idareciler ve müslümanlar olacak, kendilerine yazık eden, açık açık günaha giren âsiler de olacak.
114. Andolsun, biz Mûsâ’ya ve Hârûn’a da ihsanlarda bulunduk, nimetler verdik.
115. Onları ve kavimlerini, büyük sıkıntılardan, kölelik felâketinden kurtardık.
116. Onlara yardım ettik. Onlar galip geldiler.
117. Her ikisine de, açık seçik, anlaşılan kitabı, Tevrat’ı verdik.
118. Her ikisini de doğru, muhkem ve güvenli yolda, İslâmî hayatta başarıya ulaştırdık.
119. Onun hayatından sonraki nesillerde, devam eden güzel gelenekler, övgülerle dolu hâtıralar bıraktık.
120. Mûsâ’ya ve Hârûn’a da selâm olsun, selâmette olsunlar, selâmete erenlerdendir.
121. Biz, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, inananları, işte böyle mükâfatlandırırız.
122. O bizi ilâh tanıyan, candan müslüman olarak bize bağlanan, saygıyla bize kulluk ve ibadet eden kullarımızdandı.
123. İlyas da, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlik görevi ile gönderilenlerdendi.
124. Hani kavmine: 'Allah’a sığınıp, emirlerine yapışmayacak mısınız, günahlardan arınıp, azaptan korunmayacak mısınız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmayacak mısınız, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmayacak mısınız' demişti.
125. 'Yaratıcıların en güzelini bırakıp da Ba’l’e mi tapıyor, yalvarıyorsunuz?'
126. 'Rabbiniz Allah’ı, önceki atalarınızın Rabbini mi bırakıyorsunuz?'