Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 435
4. Eğer seni yalanlarlarsa, senden önceki bütün peygamberler de yalanlanmış, inkâr edilmiş olur. Bütün planların, icra edilerek sonuçlandırıldığı, bütün icraatların, amellerin hesabının sorulduğu tek merci Allah’tır.
5. Ey insanlar, Allah’ın va’di haktır, doğrudur. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Hilekâr insanlar ve şeytan da, Allah’ı öne sürerek, Allah adına sizi kandırmasın.
6. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler sizin düşmanınızdır. Siz de, Allah’a itaatte musır olarak ona düşmanlığa devam edin. O, kendi taraftarlarını, kesinlikle, körüklenen, alev püsküren Cehennem ehlinden olmaya çağırır.
7. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile küfre saplananlara dehşetli bir azap vardır. İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır.
8. Bilinçli olarak işlediği kötü ameli kendisine, süslenerek güzel gösterilip de, onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç istemeyen mü’min kimse gibi midir? Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşıp dalâleti tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları doğru yola sevketme lütfunda da bulunur. Onlar adına üzülerek, için yanmasın, canın sıkılmasın. Allah onların yaptıkları düzenbazlıkları iyi biliyor.
9. Allah, rüzgârları gönderen, bulutları harekete geçirendir. Biz bulutları, ölü, kurak bir beldeye sevkederiz. Ölümünün ardından, o topraklara hayat veririz. Ölülerin ölümden önceki vasıflarla diriltilmesi de genetik şifreleri harekete geçirilen toprakların canlandırılması gibidir.
10. Kim, şan ve şeref, kuvvet ve haysiyet istiyorsa, bilsin ki, şan ve şeref, güç ve kuvvet, kudret ve hâkimiyet yalnız Allah’ın mülkünde, tasarrufundadır. Kelime-i tayyibeler, dualar, istiğfarlar, haram yememiş ağızlardan çıkan sözler, ancak Allah’a ulaşır. Bunları da Allah’a, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirme, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlama, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olma, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleme ulaştırır. Sinsice, türlü türlü kötülükler icat edenlere, şeytanca entrika ve dolaplar çevirenlere, İslâm’ın yükselişini önleme, müslümanların ilerlemesinin önünü kesme planları ve riyakârlık yapanlara dehşetli bir azap vardır. Onların sinsi hileleri, tuzakları, planları da darmadağın edilir.
11. Allah sizi topraktan yarattı. Sonra sizi bir katre sıvıdan, spermden, yumurtadan üretti. Sonra sizi iki ayrı cins halinde yaratarak, evli çiftler durumuna getirdi. O’nun bilgisi, planı, iradesi dışında hiçbir dişi ne hamile kalır, ne doğurur. Dünyaya gelmiş birisine ömür verilmesi, ömrünün uzatılması; ömründen kısaltılma da mutlaka bir kitapta, kütükte, bilgi işlem merkezinde, Levh-i Mahfuz’da yazılıdır. Hiçbir şey tesadüfî değildir. Bunun icrası, Allah’a çok kolaydır.