Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 390
36. Mûsâ onlara apaçık mûcizelerimizi getirince: 'Bunlar olsa olsa, aklı etki altına alan uydurulmuş sihirdir. Biz, önceki atalarımız arasında böyle şeylerin olduğunu işitmemiştik.' dediler.
37. Mûsâ: 'Rabbim, kendi katından kimin hidâyet, hak yolu aydınlatıcı bilgiler getirdiğini, dünyadaki övgüye lâyık hayatın, ebedî âlemdeki hayırlı âkıbetin kime nasip olacağını, sonunda bu yurdun hâkimiyetinin kime kalacağını iyi bilir. Gerçek şu ki, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, insanları köle olarak kullanmaya, inkâra, isyana devam eden zâlimler, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eremezler.' dedi.
38. Firavun: 'Ey soylular, sizin benden başka bir tanrınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân, benim için, tuğla ocağındaki ateşi yakarak, kerpiç halindeki tuğlaları pişir, tuğla imal et. Bana bir kule yap. Mûsâ’nın ilâhı ile ilgili bilgi sahibi olayım. Onun kesinkes yalancılardan olduğunu düşünüyorum.' dedi.
39. O ve kurmayları, ülkelerinde hak etmedikleri halde büyüklük taslayıp serkeşlik, zorbalık ve diktatörlük ederek iktidarda kaldılar. Bizim huzurumuza getirilerek hesaba çekilmeyeceklerini zannettiler.
40. Onu, askerî erkânını ve ordusunu yakaladık, cezalandırdık, denize attık. İbret nazarıyla bak, incele, inkârda, isyanda, baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engellemede, insanları köleleştirmekte devam eden zâlimlerin, müşriklerin âkıbeti nasıl oldu?
41. Onları, insanları ateşe davet eden öncüler haline getirdik. Kıyamet günü, onlar yardım görmeyecekler.
42. Bu dünyada onları arkalarından lânet okunur hale getirdik. Onlar Kıyamet gününde de, kötülenmişler arasındadır.
43. Andolsun biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra, Mûsâ’ya, insanların iyiliği, kurtuluşu için önlerini aydınlatan, ufuklarını açan, güven sağlayan, basiretleriyle anlayabilecekleri âyetleri içeren, bir hidayet rehberi ve rahmet olarak kutsal kitabı vermiştik. Umulur ki, düşünüp öğüt alırlar.