Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 387
14. Mûsâ erginlik, yiğitlik çağına-onsekiz yaşına girip olgunlaşınca, biz ona, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim verdik. İşte iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, idarecileri ve müslümanları biz böyle mükâfatlandırırız.
15. Mûsâ, idarecilerin, halkın farkına varamayacakları bir sırada şehre girdi. Orada iki kişinin kavga ettiklerini gördü. Şu kendi tarafındandı. Öteki de düşman tarafından. Kendi kabilesinden olan, düşman tarafından olana karşı Mûsâ’dan yardım istedi. Mûsâ da, ötekine yumruk vurma durumunda kaldı, ölümüne sebep oldu. Bunun üzerine: 'Bu şeytanın işidir. O düşmandır, insanı başına buyruk hale getirerek, hak yoldan uzaklaştıran, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine imkân sağlayandır.' dedi.
16. Mûsâ: 'Rabbim, bir insan öldürmekle kendime zulmettim, kendime haksızlık ettim. Beni bağışla' dedi. Allah Mûsâ’yı bağışladı, affetti. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
17. 'Rabbim, bana ihsan ettiğin nimetlere, affına, öğrettiğin ilme ve şeriatına andolsun ki, artık nesilleri yok etme suçu işleyen, kavgacılara, âsilere, suçlulara arka çıkmayacağım.' dedi.
18. Şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse, feryad ederek yine kendisinden yardım istiyor. Bu sefer Mûsâ ona: 'Anlaşılıyor ki, sen, besbelli bir azgınsın' dedi.
19. Mûsâ, ikisine de düşman olan adamı sarsarak yakalamak isteyince, adam: 'Ey Mûsâ, dün birini öldürdüğün gibi, beni de mi öldürmek istiyorsun? İlle de, bu ülkede gücüne karşı konulmayan bir zorba olmayı mı arzuluyorsun? Arabulucu olmayı, ortalığı yatıştırmayı istemiyor musun?' dedi.
20. Şehrin öbür ucundan, Firavun’un sarayından (mü’min) bir adam koşarak geldi. 'Ey Mûsâ, devlet büyükleri, seni öldürmek için aralarında müzakere yapıyorlar, çık git. İnan ki, ben senin iyiliğini isteyenlerdenim' dedi.
21. Mûsâ korka korka, etrafı gözetleyerek şehirden çıktı. 'Rabbim, inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, insanları köleleştirmekte devam eden zâlim, müşrik bir kavimden beni kurtar' dedi.