Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 337
39. Baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, zulmedilerek kendilerine fiilen savaş ilan edilenlerin, mü’minlerin savaşmalarına ruhsat verildi. Allah’ın yardımıyla mü’minleri daima zafere ulaştırmaya kesinlikle gücü kudreti yeter.
40. Onlar, sadece, ' Rabbimiz Allah’tır' demelerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılanlardır. Eğer Allah insanların bir kısmıyla diğer bir kısmının devletlerini, medeniyetlerini ortadan kaldırmasa, iktidarlarından uzaklaştırmasa, zulümlerine karşı koydurmasa, azgınlarını, kötülük yapanlarını engelletmese, insanlara savunma imkânı vermeseydi, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çok zikredilen mescitler, camiler elbette yıkılırdı. Allah, cihadı benimseyerek, emirlerini yerine getirerek dinine, peygamberine yardım edene, elbette yardım edecektir. Allah güçlü, kudretli, üstün ve hükümrandır.
41. Allah’ın dinine, peygamberine yardım edenler, ülkelerinde, yeryüzünde, kendilerini iktidar mevkiine getirdiğimizde onlar namazı âdâbına riayet ederek aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü, planları, programları, adaleti uygulayarak kamu düzenini sağlayanlar, iyiliği emredenler, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin edenlerdir. Elde edilecek güzel sonuçlar, Allah için, Allah rızası içindir.
42. Seni yalanlıyorlarsa eğer, bil ki, onlardan önceki Nûh kavmi, Âd ve Semûd da peygamberlerini yalanlamışlardı.
43. İbrâhim’in kavmi ve Lût’un kavmi de yalanlamıştı.
44. Medyen Halkı da yalanlamıştı. Mûsâ da yalanlandı. Ben de, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, bir mühlet verdim. Sonra onları cezalandırdım, işlerini bitirdim. Beni tanımamak nasılmış, kendilerini gözden çıkarmam, gazabım nasılmış, görsünler.
45. Nice memleketleri, baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engellerken yok ettik. Geride, damları çökmüş, duvarları yıkılmış harabeler, terkedilmiş susuz kuyular, ıssız kalmış ulu saraylar bıraktılar.
46. Onlar, hiç yeryüzünü dolaşmadılar mı? Dolaşsalardı eğer, gördüklerini düşünecek akılları kalpleri olurdu, söylenenleri duyacak kulakları olurdu. Unutmayın, gözler görmemezlik, akıl ermemezlik etmez. Fakat göğüslerin içindeki kalpler, basîretler kör kesildiği için, keyfîliğe, taklide ve saplantıya dayalı olarak akıl kötüye kullanılmıştır. Gözlerin gördüğünden, muhakemeler, mukayeseler yaparak faydalanmaz.