Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 317
77. Andolsun biz Mûsâ’ya: 'Kullarımla birlikte geceleyin yola çık. Firavun’un size yetişmesinden endişe etmeden, asânı vurarak onlara denizde kuru bir yol aç. Boğulmaktan ve Firavun’dan korkma.' diye vahyettik.
78. Firavun askerî erkânı ve ordularıyla hemen onları takip etti. Deniz o günahkâr orduları ve başındaki ilâhî kuralları tanımayan diktatörleri boğup, yutuverdi.
79. Firavun kavmini, başlarına buyruk hale getirerek, hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağladı. Allah’ın peygamberi vasıtasıyla öğrettiği doğru, hak yolu da göstermedi, öğretmedi.
80. 'Ey İsrailoğulları, sizi düşmanınızdan kurtardık. Tûr’un ( dağın) sağ tarafına gelmeniz için sizinle sözleştik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik.'
81. 'Size rızık olarak verdiğimizin helâlinden, temizinden, sağlıklısından lezizinden yeyin. Bu hu-susta ölçüyü aşmayın, taşkınlık ve nankörlük etmeyin ki, üzerinize gazabım inmesin. Kimin üzerine gazabım inerse, o artık mahvolmuştur.'
82. Ben tevbe ederek, isyandan vazgeçip bana itaate yönelenleri, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşma-sını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, artık doğru yolda sebat eden kimseleri daima koruma kalkanına alırım, bağışlarım.
83. 'Ey Mûsâ, seni acele ile kavminden ayrılıp buraya gelmeye sevkeden sebep nedir?' diye sorduk.
84. 'Onlar benim izimdeler. Rabbim sen razı olasın diye, ben sana çabucak geldim.' dedi.
85. 'Biz, senin ardından kavmini imtihan ettik. Sâmirî, onların hak yoldan uzaklaşarak dalâleti tercihlerinin yolunu açtı.' buyurdu.
86. Mûsâ, hemen, öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü. 'Ey kavmim, Rabbiniz size doğru, hak vaatte bulunmamış mıydı? Size bu süre uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden size bir gazap inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan va’dinizden döndünüz?' dedi.
87. 'Biz sana verdiğimiz sözden, isteyerek, kendiliğimizden dönmedik. Fakat mecbur olduk. Kadınlarımızın, Firavun’un kavminden, hile ile ödünç olarak aldığı süs eşyalarının günahı omuzlarımıza yüklenmişti. Günahtan kurtulmak için onları ateşe attık. Sâmirî de kendi mücevheratını böylece attı.' dediler.