Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 276
80. Allah, evlerinizi, sizin için bir huzur ve sükûn yeri haline getirdi. Sizin için, hayvanların derilerinden, gerek yolculuğunuzda, gerekse konaklama gününüzde, kolayca taşıyacağınız evler, çadırlar; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından, bir süre faydalanacağınız giyim ve ev eşyası, ticaret malı elde etmenizi sağladı.
81. Allah yarattıklarından sizin için gölgeler var etti. Dağlarda da sizin için barınaklar, mağaralar yaptı. Sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yapmayı öğretti. Bunları yarattığı, planladığı gibi, Allah size nimetini, muhtaç olduğunuz şeyleri tamamlıyor. Umulur ki, varlığınızı, benliğinizi Allah’a teslim edip hükmüne razı olursunuz.
82. Yine de İslâm’a sırtlarını çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeyi sürdürürlerse Allah’ın azâbından kurtulamazlar. Senin açık seçik tebliğden başka bir sorumluluğun yok.
83. Onlar Allah’ın nimetini, Muhammed’in peygamber olarak görevlendirileceğini itiraf ederler, bilirler. Sonra da onu ısrarla inkâr ederler. Onların çoğu kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirdir, nankördür.
84. Her milletten kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan şâhitler görevlendireceğimiz gün, artık, ne kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfir olanların özür dilemelerine izin verilir, ne de, onların hoşnut etmeleri, özür dilemeleri istenir.
85. Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimler, haksızlık edenler, azâbı gördüklerinde, artık özür dilemeleri sebebiyle onların cezaları hafifletilmez, onlara merhamet nazarıyla bakılmaz, göz açtırılmaz.
86. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman: 'Rabbimiz, işte bunlar, seni bırakıp, kulların durumundakilerden tapmış olduğumuz, ilâhlığında, otoritende, mülkünde, tasarruflarında sana ortak saydığımız varlıklar' derler. Onlar da: 'Siz kesinlikle yalan söylüyorsunuz.' diye cevabı yapıştırırlar.
87. O gün Allah’a teslim bayrağını çekerler. Uydurmakta oldukları şeyler, onları bırakıp, kaybolur.