Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 270
27. Bir de, Kıyamet gününde Allah onları rezil rüsvay eder, 'Hani uğrunda mü’minlere düşman kesildiğiniz ilâhlığımda, otoritemde, mülkümde, tasarruflarımda ortak saydığınız varlıklar nerede?' der. Kendilerine ilim verilen, konuyu bilen peygamberler ve mü’minler: 'Şüphesiz, bu gün rezillik rüsvaylık ve kötü muamele, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, nankörleredir' derler.
28. Küfürle, inkârla, haksızlıkla, din düşmanlığı ile kendilerine, birbirlerine haksızlık ve zulmederlerken meleklerin ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirdikleri kimseler ölüm sırasında ilâhî iradeye boyun eğerek: 'Biz, bilinçli olarak küfür, şirk, haksızlık, din düşmanlığı gibi günah olan davranışlar içinde değildik, zulmetmemiştik' diyerek teslim bayrağı çekerler. Melekler onlara: 'Neler yaptığınız belli. Allah sizin işlemekte olduğunuz amelleri biliyor.' derler.
29. 'O halde, içinde ebedî kalacağınız Cehennem’in kapılarından girin. Büyüklük taslayarak serkeşlik, zorbalık ve diktatörlük yapanların devamlı ikametgâhları ne kötüdür.'
30. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere: 'Rabbiniz ne indirdi?' denilir. 'Hayır indirdi, âyetleri hayırlarla dolu Kur’ân’ı indirdi.' derler. Bu dünyada iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü’minlere, devlet nimeti, güzel mükâfatlar, yardımlar, fetihler ve ganimetler var. Âhiret yurdu, ebedî yurt ise daha hayırlıdır. Takvâya dayalı düzeni benimseyenlerin, Allah’a sığınıp emirlerine yapışanların, günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananların, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerin yurdu ne güzeldir.
31. O yurt, Adn Cennetleridir. Oraya girerler. Konaklarının altından ırmaklar akar. Orada onlara Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini, kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanları böyle mükâfatlandırır.
32. Onlar meleklerin: 'Selâmün aleyküm (size selâm olsun, selâmette olun, siz selâmete erdiniz), yapmış olduğunuz devamlı amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli amellere karşılık Cennet’e girin' diyerek, tertemiz şekilde canlarını alarak ölümlerini gerçekleştirdikleri kimselerdir.
33. Kâfirler, ille meleklerin, köklerini kazıyacak bir ceza ile gelmesini, canlarını almalarını, ya da, Rabbinin planının icrasını mı bekliyorlar? Onlardan öncekiler de, böyle bekleyerek cezalandırılmalarına sebep olmuşlardı. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendilerine yazık etmeyi, birbirlerine zulmetmeyi alışkanlık haline getirdiler.
34. Sonunda yaptıkları kötülükler başlarına felâket getirdi. Alay etmekte oldukları şeylerin gücü onları çepeçevre kuşattı, işlerini bitirdi.