Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 219
89. Allah: 'İkinizin de duası kabul olunmuştur. Siz dürüst olmaya, doğru, muhkem ve güvenli yolda itaate devam edin. Sakın bilgisi kıt olanların, kendini bilmezlerin, bilgi toplumu olmayanların yolunu, hayat tarzını benimsemeyin.' dedi.
90. Biz İsrâiloğulları’na denizi geçirdik. Firavun, askerî erkânı ve ordusu da, isyanlarını artırmak, zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip ettiler. Firavun denizde boğulmaya başladığı zaman: 'İsrâiloğulları’nın inandığı tanrının hak ilâh olduğuna ben de iman ettim. Ben de İslâm’ı yaşayacak olan müslümanlardanım.' dedi.
91. 'Şimdi mi iman ettin? Halbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun.' denildi.
92. 'Senden sonraki gelecek nesillere ibret verici bir kalıntı, bir uyarı olması için bugün senin bedenini cansız olarak kurtaracağız. İnsanlardan birçoğu ibret verici, uyarıcı nitelikteki âyetlerimizden, kalıntılardan habersiz, gaflet içindedirler.'
93. Andolsun, biz İsrailoğulları’nı samimi dindarlara layık bir yurda yerleştirmiş, onlara helâl, temiz ve sağlıklı rızıklar vermiştik. Kendilerine doğru bilgiler gelinceye kadar ayrı baş çekip ihtilâfa düşmediler. Rabbin ihtilâf çıkardıkları konularda, kıyamet günü, aralarında hükmünü icra edecektir.
94. Eğer sana indirdiğimizden Kur’ân’dan şüphen varsa, senden önce, kitabı, Tevrat’ı, İncil’i okuyan insaf sahiplerine sor. Andolsun ki, toplumda hakça bir düzen gerçekleştirmen için hak kitap Kur’ân sana Rabbinden geldi. Sakın, şüphe edenlerden olma.
95. Sakın Allah’ın âyetlerini, kâinattaki, varlığını gösteren delilleri yalanlayanlardan da olma. Sonra hüsrana uğrayanlardan olursun.
96. Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmedikleri için, haklarında Rabbinin gerekçeli hükmü gerçekleşip kesinleşenler iman etmeyecekler.
97. Onlara Allah’ın varlığına, birliğine, kudretine, kulluğa, İslâm’a giden yolu gösteren bütün mûcizeler birden gelse, can yakıp inleten müthiş azâbı görünceye kadar iman etmeyecekler.