Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 207
123. Ey iman edenler, yakın çevrenizdeki, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas eden münkirler ve kâfirlerle savaşın. Sizde bir güç, kuvvet olduğunu görerek çekinsinler. Bilin ki Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerle müttakılerle beraberdir.
124. Herhangi bir sûre indirildiği zaman, onlardan bir kısmı: 'Bu, sizin hanginizin imanını artırdı?' derler. İman edenlerin imanını artırmıştır. Mü’minler, inen sûreler sebebiyle birbirlerini müjdeleyerek sevinirler.
125. İnen sûreler, kalpleri kararmış, aklından zoru olanların, hasta ruhluların da şüphelerini, küfürlerini ve nifaklarını artırır, üzerlerindeki lâneti, gazabı, azabı çoğaltır. Onlar artık kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir olarak ölürler.
126. Onlar, münâfıklar, her yıl, bir veya iki defa Rasulullah ile birlikte belâlarla, savaşlarla imtihan edilmelerinden hâlâ bir şey anlamayacaklar mı? Sonra, nifaklarından vazgeçip tevbe ederek, Allah’a yönelmeyecekler mi? Rasulullah’ın yardıma mazhar olup hâkimiyetinin güçlenmesinden, samimiyetsiz davranışlarının sonuçlarından ibret almayacaklar mı?
127. Bir sûre indirildiği zaman, göz kırpıp alay ederek, birbirlerine bakarlar. 'Çevreden sizi birisi görüyor mu?' diye sorarlar, sıvışıp giderler. Anlayışı kıt bir toplum olmaları sebebiyle Allah, onların kalplerini, akıllarını düşüncelerini hidayetten, imandan, iyilikten ve aydınlık yoldan uzak tutar.
128. Andolsun, size kendi içinizden, yakından tanıdığınız, meşrû ilişkilerle devam eden bir nesilden doğan, hakka ve tevhide yönelen, üstün meziyetlere sahip, asaletli, ibadete itaate düşkün bir Rasül gelmiştir. İslâm’ın izzet ve şerefine sahiptir, kudretli ve hükümrandır. Sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. Size çok düşkündür, üstünüze titrer. Mü’minlere, ama mü’minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
129. Eğer onlar senin peygamberliğine imandan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönlendirmeye devam ederlerse: 'Allah bana yeter. Hak ilâh yalnızca O’dur. Ona dayanıp, güvendim, işlerimi O’na havale ettim. O, yüce arşın, sınırsız kudret ve iktidar makamının Rabbidir' de.