Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 199
73. Ey peygamber, hak dini inkâr eden kâfirlere ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklara karşı hayatlarınızı ortaya koyarak, mallarınızı harcamakta sınır tanımayarak, basın-yayın yoluyla ve cezalar uygulayarak fiilen cihad ilân et, mücadele et, savaş. Onlara karşı, katı, sert, kararlı ve tavizsiz davran. Onların mekânları cehennemdir. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî dönüş yeridir.
74. Onlar, inkârı, küfrü ilgilendiren bir şeyler konuşmadıklarına dair Allah’a yeminler ediyorlar. Halbuki, inkâr düzenine dönüşü, o düzeni ihyayı sağlayacak ilkeleri, konuları konuştular; İslâm’a girdiklerini açıkça ifade ettikten sonra, küfre döndüler. Başaramayacakları şeyi, peygambere suikast tasarladılar. Allah ve Rasûlü bir lütuf olarak onları zenginleştirdiği için intikam almaya kalkıştılar. Eğer isyanlarından vazgeçerek, Allah’a itaate yönelip tevbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. İmandan ve tevbeden yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam ederlerse, Allah onları dünyada da, âhirette, ebedî yurtta da can yakıp inleten müthiş bir azâba çarptıracaktır. Yeryüzünde onların ne bir velisi, koruyucusu, ne de bir yardım edeni vardır.
75. Onların içlerinde taahhütte bulunanlar da vardı: 'Allah bize lütfundan, ihsanından verirse, mutlaka imanda sadâkatin ve kemalin ifadesi olan sadakayı, vicdanımızı, servetimizi, sosyal bünyemizi arındıran berekete vesile olan zekâtı veririz, malî mükellefiyetleri yerine getiririz, kesinlikle dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi müslümanlardan, sâlihlerden oluruz' diyorlardı.
76. Allah onlara lütfundan verdiği zaman da cimrilik ettiler, malî mükellefiyetleri yerine getirmediler. İslâm’a karşı engelleme tedbirleri alarak sırtlarını dönüp güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönlendirmeye devam ettiler.
77. Allah’a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylemeye devam ettiklerinden dolayı, Allah, kendi huzuruna çıkacakları güne kadar onların kafalarına, kalplerine nifâk, ikiyüzlülük soktu.
78. Allah’ın, onların sırlarını da ortalık bulandırmak için yaydıkları fısıltılarını da bileceğini; Allah’ın gayb âlemini, bütün bilinmeyenleri bildiğini halâ öğrenemediler mi?
79. Gönülleriyle, imanda sadâkatin ve kemalin ifadesi olan sadaka ve vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran berekete vesile olan zekât nisabından fazlasını veren mü’minleri kınayanları; ancak güçlerinin yettiğini bulup verenlerle alay edenleri Allah maskaraya çevirmiştir. Onlara can yakıp inleten müthiş bir ceza vardır.