Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 158
58. Yaratan, yetiştiren Rabbinin bilgisi, planı, iradesi dahilinde verimli toprakların, güzel arazinin bitkisi de güzel biter. Kötü ve verimsiz olan arazide de, faydasız, çer çöpten başka bir şey çıkmaz. İşte biz şükredecek bir kavim için inkârı mümkün olmayan kudreti ve örnek şeriatı anlatan âyetleri çok yönlü açıklıyoruz.
59. Andolsun ki, Nûh’u özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasul olarak kavmine gönderdik. Nuh: 'Ey kavmim, Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin. Sizin ondan başka tanrınız yoktur. Ben sizin adınıza, büyük bir günün azâbından korkuyorum.' dedi.
60. Kavminin ileri gelenleri ise: 'Biz de seni, kesinkes apaçık bir cehalet ve yanılgı içinde görüyoruz' dediler.
61. Nuh ise: 'Ey kavmim, bende bir yanılgı yok. Fakat yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbinden bir elçi, bir Rasulüm' dedi.
62. 'Size, Rabbimin vahy ile bildirdiği, tebliğ ile sorumlu tuttuğu hükümleri tebliğ ediyorum. Size nasihat ediyorum. Sizin bilemeyeceğiniz, bana Allah tarafından bildirilen şeyleri biliyorum.'
63. 'Uyarılmanız için, Allah’a sığınmanız, emirlerine yapışmanız, günahlardan arınıp, azaptan korunmanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanız, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanız için, Allah’ın rahmetine mazhar olmanız ümidiyle, içinizden, tanıdığınız liyâkatli ve güvenilir bir adama, Rabbinizden, okunması ibadet olan, övünç kaynağı, öğütlerle dolu bir kitap gelmesine mi şaştınız yoksa?' dedi.
64. Onu yalanladılar. Biz onu ve onunla birlikte olanları gemilere alarak kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da tufanda boğduk. Onlar önlerini göremeyecek kadar kör, basiretleri bağlı düşüncesiz bir kavim idiler.
65. Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamber olarak gönderdik. Hûd: 'Ey kavmim, Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibâdet edin. Ondan başka tanrınız yok. Hâlâ Allah’a sığınmayacak, emirlerine yapışmayacak, günahlardan arınıp, azaptan korunmayacak, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkmayacak şahsiyetli davranmayacak, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmayacak mısınız?' dedi.
66. Kavminden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile küfre saplanan kodamanlar: 'Biz seni bir aptallık bir çılgınlık içinde görüyoruz. Senin, kesinlikle yalancılardan olduğunu zannediyoruz.' dediler.
67. Hûd ise: 'Ey kavmim, bende aptallık, çılgınlık yok. Fakat ben yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden âlemlerin, bütün varlıkların Rabbinden bir elçiyim, Rasulüm.' dedi.