Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 139
91. Onlar, Allah’ın, yüceliğini, kudretini, kadrini, zâtını vasfının, sıfatlarının tecellisinin ifade ettiği şekilde künhüyle kavrayamadılar, Allah’ı hakkıyla tanıyıp saygıyla hafsalalarına yerleştiremediler. 'Allah insanların iyiliği, kurtuluşu için hiçbir şey indirmedi' deme cehaletinde bulundular. 'Öyleyse, Mûsâ’nın, insanların iyiliği, kurtuluşu için bir nur ve hidâyet rehberi olarak getirdiği kitabı kim indirdi? Siz onları kâğıt parçaları olarak görüyor, çoğunu gizlediğiniz halde, bir kısım ilâhî kelâmı da gösteri aracı haline getiriyorsunuz. Sizin de, atalarınızın da, bilmediği şeyler Kur’ân’da size öğretilmiştir' de. 'Allah' de. Sonra onları bırak. Daldıkları bataklıkta, dünya hayatında oynamaya devam etsinler.
92. Bu Kur’ân, bizim indirdiğimiz, hayrı öğreten, insanlara faydalı mübarek bir kitaptır; vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden bir kitaptır; manevî merkez Mekke ve çevresindeki bütün dünyayı, bütün insanları uyarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Âhirete, ebedî yurda iman edenler, buna da iman ederler. Ve onlar dünyevî gâile ve düşüncelerden sıyrılarak namazlarını, rükûnlarına, şartlarına, vakitlerine riayet ederek kılarlar.
93. Allah adına yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken: 'Bana da vahyolundu' diyenden ve, 'Ben Allah’ın indirdiği âyetlerin benzerini peşpeşe sıralayacağım' diyenden daha zâlim kim olabilir? O zâlimleri ölümün boğucu dalgaları içindeyken bir görsen. Melekler pençelerini uzatıp: 'Kendinizi Allah’ın azâbından kurtarabilirseniz kurtarın. Allah adına, doğru olmayan şeyleri söylemenizden ve onun âyetlerine karşı büyüklenerek azgınlık edip zorbalığa başvurmanızdan dolayı, bu gün zillet cezası ile cezalandırılacaksınız' derler.
94. Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz. Dünyada size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Kulluğunuzda ve ibadetinizde hakkı olan Allah’ın, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, ortakları olduğunu iddia ettiğiniz aracılarınızı, şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, tanrı sandığınız şeylerle aranız açılmış, aranızdaki bağlar kopmuş, onlar sizden uzaklaşıp kaybolmuştur.