Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 526
1. Necm'e (bölüm bölüm açığa çıkararak tüm hakikati anlatana) yemin olsun ki,
2. Arkadaşınız ne saptı ne de azdı!
3. (O), hevâsından (hayalî şeyleri) konuşmaz!
4. O yalnızca vahyolunan bir vahiydir!
5. O'na kuvveleri şiddetli olan talim etti!
6. O (kuvve) kendini fark ettirdi, böylece de istiva etti (böylece de vahye açık hâle geldi)!
7. O, Ufuk-u Âlâ (tüm dışsallığı kaplamış - âfakta) olduğu hâlde!
8. Sonra yaklaştı, tedelli etti (âfaktan enfüse dönüştü müşahedesi).
9. İki yayın birleşimi (kab-ı kavseyn) veya Edna (daha da yakın) oldu!
10. Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti.
11. FUAD (Kalbindeki nöronların beyinde açtığı gerçeklikle bütünleşti dıştan gelen bilgi) yalanlamadı (inkâr etmedi) gördüğünü!
12. Gördüğü hakkında O'nunla tartışıyor musunuz?
13. Andolsun ki Onu bir daha gördü (hakikatin bilincine inişiyle fark edilmesinde).
14. Sidret-ül Münteha (şuur olarak sonsuz yaşam hissedişi) indînde.
15. Cennet-ül Me'va da Onun (Sidret-ül Münteha'nın) indînde yaşanır!
16. O an ki, Sidre'yi (varlığını) bürüyen (hakikat nûru) bürüyordu (beden hissi kaybolmuş bir hâlde)!
17. Görüşü ne kaydı (gayrı kavramına); ne de haddi aştı (hakikati müşahededen dolayı tanrılık davasına düşüp, Firavunlaştı)!
18. Andolsun ki, Rabbinin (Hakikatini var kılan Esmâ özelliklerinin) işaretlerinden en büyüğünü gördü!
19. Gördünüz mü Lat'ı, Uzza'yı?
20. Diğer üçüncüleri Menat'ı (böyle bir mi'râc yaşatabilirler mi)?
21. Erkek sizin, dişi O'nun mu?
22. Öyle ise bu insafsız paylaşmadır!
23. Onlar ancak sizin ve atalarınızın isimlendirdiği, Allâh'ın hiçbir delil inzâl etmediği (arkası - müsemması olmayan yalnızca) isimlerden ibarettirler! Onlar, ancak zanna ve nefslerin hoşlandığı kuruntulara uyarlar. . . Andolsun ki kendilerine Rablerinden hakikat ilmi gelmiştir!
24. Yoksa insanın her dilediği olacak diye bir kural mı var?
25. Allâh (Esmâ'sının özelliklerinin açığa çıkması) içindir sonsuz gelecek yaşam da dünya da!
26. Semâlarda nice melek vardır ki, Allâh'ın dilediği ve razı olduğu için verdiği izin dışında, onların şefaati hiçbir fayda vermez!