Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 496
1. Ha (hayat), Miiim (ilim - Hakikat-i Muhammedî);
2. Kitab-ı Mubiyn (apaçık Sünnetullâh ve hakikati Bilgisi).
3. Biz Onu mübarek bir gecede ("yok"luk hâlinin yaşandığı anda) inzâl ettik! Uyaranlar biziz!
4. Bütün işlerin hikmeti onda (o "yok"luk hâli içinde) fark edilir;
5. İndîmizden hüküm ile! (Rasûlleri) irsâl edenler biziz!
6. (İrsâl olanın) Rabbinden Rahmet olarak! Muhakkak ki O, "HÛ"; Semi'dir, Aliym'dir.
7. Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. . . Yakîne erenlerdenseniz!
8. Tanrı yok; sadece "HÛ"; diriltir ve öldürür! Rabbinizdir ve atalarınızın da rabbidir!
9. Hayır, onlar kuşkulu yaşam içinde, (dünya hayatıyla) eğlenip duruyorlar.
10. Semânın apaçık bir duhân (duman) olarak geleceği (insanî hakikatin fark edileceği) süreci gözetle!
11. İnsanları kaplar! Bu feci bir azaptır (hakikatin fark edilip gereğinin uygulanmamış olması yüzünden)!
12. "Rabbimiz! Azap veren hâlden bizi çıkar; doğrusu biz iman edenleriz (artık)!"
13. Onlar nerede bu durumda, düşünüp ders almak nerede? Hâlbuki onlara apaçık bir Rasûl de gelmişti. . .
14. Sonra Ondan yüz çevirdiler ve: "Öğretilmiş bir cinnîdir" dediler.
15. Muhakkak ki biz o azabı birazcık açıp kaldırırız. . . (Ne var ki) siz eski hâlinize geri dönersiniz.
16. O süreçte (semânın apaçık bir duman olarak geldiğinde) en büyük yakalayışla yakalarız. . . Muhakkak ki biz yapılan suçların sonuçlarını yaşatanız!
17. Andolsun ki onlardan önce Firavun kavmini de güç işlerle denedik. . . Onlara kerîm bir Rasûl gelmişti.
18. "Allâh'ın kullarını bana teslim edin. . . Muhakkak ki ben güvenilir Rasûlüm. . . " (dedi).