Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 453
1. Sâd. . . Hakikatini hatırlatıcı Kur'ân!
2. Bak kendilerini şerefli sanan o hakikat bilgisini inkâr edenler, hakikatlerinden kopuk bir yaşam içindedirler!
3. Onlardan önce, nice nesilleri feryat figan içinde helâk ettik! Artık kurtulmaları mümkün değildi!
4. O hakikat bilgisini inkâr edenler, kendi aralarından bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da: "Bu yalancı bir büyücüdür" dediler.
5. "Tanrıları, tek bir tanrıya mı indirgedi (diye anladılar)? Muhakkak ki bu çok acayip bir şeydir!"
6. Onların ileri gelenleri: "Hadi yolunuza devam edin ve tanrılarınıza bağlı kalın! Muhakkak ki olması gereken budur!" diyerek yürüdü.
7. "Bunu önceki milletlerden işitmedik! Bu (TEKLİK anlayışı) ancak bir uydurmadır!"
8. "Hem Zikir (hakikati hatırlatma), aramızdan O'na mı inzâl olundu?". . . Hayır! Onlar Zikrimden (hakikati hatırlatmamdan) kuşku içindeler! Hayır, onlar benim (gerçeği fark ettiren) azabımı (ölümü) henüz tatmadılar!
9. Yoksa Aziyz, Vehhab olan Rabbinin rahmet hazineleri (nimetleri) onların indînde mi?
10. Yoksa semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü onların mı? Eğer öyle düşünüyorlarsa, sebepler oluşturup yükselsinler (bakalım ne geçecek ellerine)!
11. Onlar, inkâr fikrinde birleşenlerden arta kalmış, hezimete uğratılmış bir ordudur.
12. Bunlardan önce Nuh'un halkı, Ad (Hud'un halkı) ve sütunlar (üzerine kurulu saraylar) sahibi Firavun yalanladı.
13. Semud (Sâlih'in toplumu), Lût'un toplumu (bedensellik şehveti ile helâk olanlar) ve Ashab-ı eyke (orman halkı, Şuayb'ın toplumu) de. . . İşte onlar inkâr fikrinde birleşenlerdi!
14. Hepsi de sadece Rasûlleri yalanladılar. . . Bu yüzden de yaptıklarının kötü sonucunu yaşamayı hak ettiler!
15. Bunlar sadece gecikmesi olmayan bir tek sayhayı (sesi - ölümü) beklemektedir.
16. (Alayla) dediler ki: "Rabbimiz! Hak ettiğimizi, yapılanların sonuçlarının açıkça görüleceği süreçten önce, hemen ver!"