Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 440
45. Eğer Allâh, insanlara, yaptıklarının getirisini anında yaşatmayı dileseydi yeryüzünde hiçbir DABBE (insan bedenini sağ) bırakmazdı! Ne var ki onları (bedenli yaşamlarını) takdir edilmiş bir ömrün sonuna kadar tehir ediyor. Onların ecelleri geldiğinde (dünyada işleri biter)! Muhakkak ki Allâh Esmâ'sıyla kullarının varlığında olarak Basıyr'dir.
1. Yâ Siiin (Ey Muhammed)!
2. Ve Kur'ân-ı Hakiym (ve bildirdiği Hikmet dolu Kur'ân)!
3. Kesinlikle sen Rasûllerdensin.
4. Sırat-ı müstakim üzeresin.
5. Aziyz ve Rahıym'in sende tafsilâtlı olarak açığa çıkardığı ilim ile!
6. Ataları uyarılmamış, bu yüzden (hakikatlerinden, Sünnetullah'tan) kozalı olarak yaşayan bir toplumu uyarman için.
7. Andolsun ki onların çoğunluğuna o söz (Cehennem, insanların ve cinlerin çoğuyla dolacaktır; sözü) Hak olmuştur! Bu sebeple onlar iman etmezler!
8. Muhakkak ki biz onların boyunlarında, çenelerine kadar dayanmış boyunduruklar (şartlanma ve değer yargıları) oluşturduk! Artık (onlar kendi hakikatlerini göremezler) başları yukarı doğru kalkıktır (benlikleriyle yaşarlar)!
9. Onların önlerinden bir set (geleceği göremezler) ve arkalarından bir set (geçmişlerinden ders almazlar) oluşturduk da böylece onları bürüdük. . . Artık onlar görmezler.
10. Onları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler!
11. Sen ancak Zikre (hatırlatılan hakikate) tâbi olan ve gaybı olarak Rahman'dan haşyet duyanı uyarırsın. Onu bir mağfiret ve kerîm bir bedel ile müjdele!
12. Kesinlikle biz, evet yalnız biz ölüleri diriltiriz! Onların yaptıklarını ve meydana getirdikleri eserleri yazarız! Biz her şeyi İmam-ı Mubiyn'de (beyinlerinde ve ruhlarında) ihsa ettik (tüm özellikleriyle kaydettik)!