Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 437
19. Âmâ (kör) ile basîr (gören) bir olmaz.
20. Karanlıklar (cehalet) ile Nur da (ilim de)!
21. Zıll (Esmâ kuvveleri gölgesi şuur) ile harur (yakan sıcak bedenler) de!
22. Diriler (hakikat ilmi) ile ölüler (kendini vefat edince yok olacak sanan bedenliler) de bir olmaz! Muhakkak ki Allâh dilediğine işittirir. . . Sen, kabirlerin içindeki (kozalarının - beyinlerinin içindeki dünyalarında yaşayıp kendini bununla kilitlemiş) kimselere işittirme işlevine sahip değilsin!
23. Sen kesinlikle yalnızca uyarıcısın!
24. Muhakkak ki biz seni Hak olarak irsâl ettik, müjdeci ve uyarıcı! Hiçbir ümmet yoktur ki onun içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
25. Eğer seni yalanlıyorlarsa, gerçekten onlardan öncekiler de yalanlanmıştı. Rasûlleri onlara apaçık deliller, zübur (hikmet bilgileri) ve aydınlatıcı bilgiler olarak gelmişti.
26. Sonra o hakikat bilgisini inkâr edenleri yakaladım. . . Benim Nekiyr'im (beni inkâr sonucu cezam) nasıl oldu!
27. Görmedin mi ki Allâh semâdan bir su (ilim) inzâl etti. . . Onunla renkleri muhtelif meyveler (düşünce sahipleri) çıkardık. . . Dağlardan (benlik sahipleri) da beyaz, renkleri muhtelif kırmızı ve simsiyah cüddeler (renkleri {anlamları - yaşam tarzları} farklı olan yollar var).
28. İnsanlardan, dabbelerden (beden türleri - ırklar) ve en'amdan da (hayvansı özellikler) renkleri muhtelif olanlar var! Allâh'tan, kullarından ancak âlimler ("Allâh" ismiyle işaret olunanı fark edenler, Azametini bilenler) haşyet duyar! Muhakkak ki Allâh Aziyz'dir, Ğafûr'dur.
29. Muhakkak ki Allâh'ın Kitabını "oku"yanlar, salâtı ikame edenler ve kendilerini beslediğimiz yaşam gıdalarından, gizli - açık, Allâh için karşılıksız bağışlayanlar, asla kaybetmeyecekleri yatırımı yaptıklarını umabilirler!
30. Onlara hak ettikleri karşılığı tam verir ve fazlından da artırır. . . Muhakkak ki O, Ğafûr'dur, Şekûr'dur.