Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 389
29. Musa o süreci tamamlayıp ailesi ile yola çıkınca, Tur'un tarafından bir ateş algıladı. . . Ailesine dedi ki: "Durun, şüphesiz ben bir ateş algıladım. . . Belki ondan size bir haber getiririm yahut o ateşten bir kor getiririm de belki ısınırsınız. "
30. Oraya geldiğinde, o mübarek yerde Eymen Vadisi'nin kıyısından, o ağaçtan: "Yâ Musa! Kesinlikle ben Allâh'ım âlemlerin Rabbi olan!" diye nida edildi.
31. "Asanı at!". . . (Musa) sanki ince küçük yılan gibi titreyip hareket ediyor görünce (asasını), arkasına bakmadan dönüp kaçtı ondan. . . (Allâh buyurdu): "Yâ Musa, geri dön ve korkma! Muhakkak ki sen güvendekilerdensin!"
32. "Elini koynuna sok, sağlıklı bembeyaz çıkar! Korkudan kaldırdığın kollarını da indir, rahatla! İşte bu ikisi, Firavun ve onun ileri gelenlerine, Rabbinden iki delildir. . . Muhakkak ki onlar inançları bozuk bir toplumdurlar. "
33. (Musa) dedi ki: "Rabbim, doğrusu ben onlardan bir kişiyi öldürdüm; bu yüzden beni öldürmelerinden korkarım. "
34. "Kardeşim Harun var ya, lisan itibarıyla o benden daha rahat konuşur! Onu, destekleyici olarak benimle birlikte irsâl et. Şüphesiz ki ben, yalanlamalarından korkuyorum. "
35. (Allâh) buyurdu: "Kardeşin olarak kollarına kuvvet vereceğiz; ikiniz için öyle bir kuvvet oluşturacağız ki, işaretlerimiz olarak size erişemeyecekler! Siz ikiniz ve ikinize tâbi olanlar, galiplersiniz. "