Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 383
64. Yoksa yaradılmışları ibda edip (açığa çıkarıp) sonra onu (ilk hâline - hakikatine) iade eden; sizi semâdan ve arzdan yaşam gıdasıyla besleyen mi? Allâh yanı sıra tanrı mı? De ki: "Hadi getirin kesin kanıtınızı, eğer doğru söyleyenler iseniz?"
65. De ki: "Semâlarda ve arzda gaybı Allâh'tan başka kimse bilmez. . . Ne zaman bâ's olunacaklarına da şuurları yoktur!"
66. Hâlbuki sonsuz gelecek yaşam hakkında onların bilgileri birikmiştir. Hayır, onlar ondan kuşku içindeler. . . Hayır, onlar ondan kördürler!
67. Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak olduğumuzda, gerçekten çıkarılacak mıyız?"
68. "Andolsun ki biz de önceki atalarımız da bununla tehdit edildik! Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil. "
69. De ki: "Arzda seyredin de, suçluların sonu nasıl oldu, bir bakın. "
70. Onlar üzerine mahzun olma. . . Kurmakta oldukları hilelerinden sıkıntı da duyma!
71. "Eğer doğru söylüyorsanız, bu tehdidiniz ne zaman?" derler.
72. De ki: "Acele istediğinizin bir kısmı belki de sizin arkanıza takılmıştır!"
73. Muhakkak ki senin Rabbin insanlara lütuf sahibidir. . . Fakat onların ekseriyeti şükretmezler.
74. Muhakkak ki senin Rabbin onların içlerinde sakladığını da, açığa vurduklarını da bilir.
75. Semâda ve arzda, hiçbir gayb yoktur ki mubiyn kitapta (kâinat kitabında - varlıkta apaçık ortada) olmasın! (Gayb oluşu algılayana GÖREdir! Allâh dilerse istediğine, gayb hükmünden çıkartır. )
76. Muhakkak ki şu Kur'ân, İsrailoğullarına, hakkında ayrılığa düştükleri şeyin çoğunluğunu hikâye edip açıklıyor.