Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 363
33. Sana her sorun getirdiklerinde, açıklaması itibarıyla ve Hak olarak, sana daha güzeli ile geldik.
34. Hakikatleri kararmış yüzleri yere bakan, cehenneme haşrolunacak kimseler var ya, işte onlar mekân itibarıyla en şerr ve yol itibarıyla en sapkındırlar.
35. Andolsun ki, Musa'ya Hakikat bilgisi ve uygulama kurallarını verdik ve Onunla beraber kardeşi Harun'u da yardımcısı kıldık.
36. Sonra da dedik ki: "Varlıklarındaki işaretlerimizi yalanlayan o topluma gidin ikiniz!" Nihayet onları perişan ettik!
37. Nuh halkını da Rasûlleri yalanladıklarında, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret kıldık. . . Zâlimler için feci bir azap hazırladık.
38. Ad'ı (Hud a. s. ın halkı), Semud'u (Sâlih a. s. ın halkı), Ress (örülmemiş kuyu) ehli ve bunlar arasında pek çok nesli de. . .
39. Onların her biri için dersler vermiştik. . . (Sonunda) hepsini kırdık geçirdik.
40. Andolsun ki belâ yağmuruna tutulmuş o şehre (Lût kavminin helâk olduğu yere) uğradılar. . . Acaba onu görmediler mi? Hayır! Onlar ölüm sonrasında dirilişi, aslına dönüşü ummuyorlardı!
41. Seni gördüklerinde, "Allâh'ın Rasûl olarak bâ's ettiği bu mudur yani!" diyerek seni alaya almaktan başka bir şey edinmezler!
42. "Eğer onlar (ilâhlarımız) üzerine dirençli olmasaydık, (Rasûl) neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı". . . Azabı gördüklerinde, kimin yolunun sapmış olduğunu anlayacaklar.
43. Hevâsını (içgüdüsel dürtülerini - bedenselliğini - kuruntuladığını) Tanrı edineni gördün mü? (Mu'minûn: 91, Bakara: 21). . . Sen mi ona vekîl olacaksın?