Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 337
39. Kendileri ile savaşılan kimselere, (savaş için) izin verilmiştir. . . Zulme uğradıkları içindir bu! Muhakkak ki Allâh onları zafere ulaştırmaya Kaadir'dir.
40. Onlar ki yurtlarından haksız yere sırf: "Rabbimiz Allâh'tır" dedikleri için çıkarıldılar. . . Eğer Allâh, insanların bir kısmıyla bir diğer kısmını defetmeseydi; manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allâh isminin çokça zikredildiği mescitler elbette yıkılırdı. . . Allâh kendisine (tefekkür, riyâzat ve mücahede ile) yardım edene elbette yardım eder (Esmâ kuvvelerini kullandırtır). . . Muhakkak ki Allâh Kaviyy'dir, Aziyz'dir.
41. Onlar, eğer kendilerine arzda yer verirsek; salâtı ikame ederler, zekâtı verirler, doğrulukla hükmedip, çirkin davranışlardan engellerler. . . İşlerin sonu Allâh'a aittir.
42. Eğer seni yalanlıyorlar ise; (bil ki) onlardan önce Nuh'un halkı, Ad ve Semud da yalanlamıştı.
43. İbrahim'in halkı ve Lût'un halkı da (yalanlamıştı).
44. Ashab-ı Medyen de (yalanlamıştı). . . Musa da yalanlandı. . . Ben de o hakikat bilgisini inkâr edenlere mühlet verdim, sonra onları yakaladım. . . Beni inkâr etmenin sonucunu yaşatmam nasıl oldu!
45. Nice zâlim şehir vardı ki, haksızlıkta aşırı gitmeleri sonucu onları helâk ettik. . . Artık çatıları, duvarları üstüne çökmüş. . . Geride kullanılmaz kuyular ve yıkılmış saraylar kalmış.
46. Değerlendirecek şuurları yahut algılayacak kulakları yok muydu ki, arzda gezip ibret almadılar! Gerçek ki gözler kör olmaz, içlerindeki (beyinlerindeki) kalp gözleri körleşir!