Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 334
16. İşte böylece O'nu apaçık delillerle inzâl ettik. . . Muhakkak ki Allâh kimi dilerse onu hakikate yönlendirir, hidâyet eder.
17. Muhakkak ki iman edenler, Yahudiler, Sabiiler (Allâh'a inanmayıp yıldızları tanrı kabul edip onlara tapınanlar), Hristiyanlar, Mecusiler (ateşe tapanlar) ve şirk koşanlara gelince; muhakkak ki Allâh, kıyamet sürecinde onların arasını (hak ettiklerine göre) ayıracaktır. . . Muhakkak ki Allâh her şeye şahittir.
18. Görmedin mi ki Allâh (O'dur ki), semâlarda kim varsa ve arzda kim varsa; Güneş, Ay, Yıldızlar, Dağlar, Ağaçlar, Dabbeler (yürür canlılar) ve insanlardan birçoğu O'na secde etmede! Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. . . Allâh kimi hor-hakir kılarsa, artık onu yüceltecek yoktur. . . Muhakkak ki Allâh dilediğini yapar. (18. âyet secde âyetidir. )
19. Şu iki hasım, Rableri hakkında davalaştılar. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onlar için ateşten elbiseler kesilip biçilmiştir. . . Kafalarına kaynar su dökülür.
20. O kaynar suyla, içlerindekiler ve dışları eritilir.
21. Onlar için demirden kamçılar vardır.
22. (Hakikati fark etmeleri sonucu içinde bulundukları telâfisi olmayan şartlardan) her çıkmak dilediklerinde, oraya iade olunurlar. . . "Yanmanın azabını tadın!" (denilir).
23. Muhakkak ki Allâh iman edip imanın gereğini uygulayanları, altlarından nehirler akan cennetlere dâhil eder. . . Orada, altından bilezikler ve inci ile süslenirler. . . Orada onların elbiseleri, ipektir.