Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 272
43. Senden önce, kendilerine erkeklerden başkasını, vahiy ile irsâl etmedik. . . Eğer bilmiyorsanız, geçmiş hakkında bilgi sahibi kişilere sorun.
44. Apaçık deliller, mucizeler ve Zeburlar (hikmet bilgileri) ile (irsâl ettik). . . Sana da Zikri (hatırlatıcıyı) inzâl ettik ki, insanlara kendilerine indirileni açıklayasın ve onlar da tefekkür etsinler.
45. Kötülükleri yapmak için planlayıp tuzak kuranlar, Allâh'ın kendilerini arza batırmayacağından yahut fark edemedikleri bir taraftan kendilerine azap gelmeyeceğinden emin mi oldular?
46. Yahut onları dönüp dolaşırlarken aniden yakalamayacağından (emin mi oldular)? Onlar (Allâh'ı) âciz bırakamazlar!
47. Yahut yavaş yavaş tüketerek yakalamayacağından (yana emin mi oldular)? Muhakkak ki Rabbiniz, Rauf'tur, Rahıym'dir.
48. Allâh'ın yarattığı şeyleri görmediler mi ki, gölgeleri (varlıkları) boyun bükerek, Allâh'a (hakikatleri olan Esmâ'ya) secde eder hâlde, sağdan (hidâyet) ve sollardan (dalâlet) döner durur.
49. Semâlar ve arzda bulunan (tüm) canlılar ve melâike (ruhanî ve cismanî âlemlere ait varlıklar ve kuvveler), hiç kibirlenmeksizin (benliğe kapılmaksızın) Allâh'a secde ederler (Allâh'a mutlak teslimiyet hâlindedirler). (49. âyet secde âyetidir. )
50. Derûnlarından hükmeden Rablerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar.
51. Allâh buyurdu ki: "İki ilâh edinmeyin! 'HÛ', sadece Ulûhiyet sahibi BİR'dir (cüzlere ayrılmayı ya da cüzlerin bütünü olmayı kabul etmeyen "TEK"illiktir). . . O hâlde yalnız Ben'den korkun. "
52. Semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir! Din de daimî - ebedî - yalnız O'nundur! Allâh'ın gayrından mı sakınıyorsunuz?
53. Nimetten neyiniz varsa Allâh'tandır! Sonra size bir sıkıntı dokunduğu zaman O'na yakarırsınız.
54. Sonra (Allâh) sizden o sıkıntıyı kaldırdığı zaman, bir de bakarsın ki sizden bir kısmı hemen Rablerine ortak koşarlar (o sıkıntının kalkışını Rablerine değil, başka bir tesire bağlarlar).