Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 180
26. Hatırlayın o günleri ki, azınlık ve güçsüz olmanız nedeniyle insanların zarar vermesinden korkuyordunuz. . . Sizi barındırdı, yardımı ile sizi destekledi ve şükredesiniz (değerlendirerek müteşekkir olasınız) diye sizi temiz nimetlerle rızıklandırdı.
27. Ey iman edenler. . . Allâh'a ve Er Rasûl'e (Rasûlullah'a) ihanet etmeyin. . . Bildiğiniz hâlde emanetlerinize (nübüvvet ve risâlet ile size ulaşan ilim ve marifetlere) hıyanet etmeyin!
28. İyi bilin ki, mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir (sınav objesidir)! Allâh'a gelince, aziym mükâfat O'nun indîndedir.
29. Ey iman edenler. . . Eğer Allâh'tan korunursanız (fıtrî ahdinize ve Rasûlullah ile ulaşanlara hıyanet etmezseniz), sizin için Furkan (Hak ile bâtılı ayırt etme kuvvesi) oluşturur, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. . . Allâh, Zül Fadlil Aziym'dir.
30. Hani o hakikat bilgisini inkâr edenler, senin işlevini durdurmak yahut seni öldürmek ya da seni (yurdundan) çıkarmak için sana mekr (hile) düzenliyorlardı. Onlar mekr kurarlar, Allâh, mekrlerine mekrin sonuçlarını yaşatarak cevap verir (yaptıklarını kendi aleyhlerine çevirir)! Allâh mekr oluşturanların en hayırlısıdır!
31. Onlara işaretlerimiz okunduğunda: "Gerçekten işittik. . . Eğer dilesek elbette bunun benzerini biz de söylerdik. . . Evvelkilerin masallarından başka bir şey değil bu!" dediler.
32. Hani, "Ey Allâhım. . . Eğer bu senin indînden Hakk'ın kendisi ise, (o takdirde) gökten üstümüze taşlar yağdır! Yahut bize acı bir azap ver" demişlerdi.
33. Hâlbuki sen onların içindeyken Allâh onlara azap vermezdi (sen âlemlere rahmet olarak irsâl edilmiştin). . . Ayrıca, istiğfar edenler de varken, Allâh onlara azap edici değildir.