Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 577
48. Bu hal ve sıfatları üzerinde bulunduranlar yani 43, 44, 45, 46. ayetlerde anlatılan kimselere hiçbir şefaat edicinin şefaatı fayda vermeyecektir.
49. O halde bunca insanlara ne oluyor ki, Kur'ân'ın uyarmalarından yüz çevirmede ve kaçmaktadırlar.
50. Adeta korkuya kapılmış yaban eşekleri gibidirler
51. arslandan ürküp kaçan.
52. Evet o inkârcılar; hepsinin davet olundukları Kur'ân yetmezmiş gibi kendilerine özel sahifeler ve kitaplar gönderilmesi gerektiğini iddia ederler.
53. Hayır, onların bu istekleri boştur. Gerçekten onlar öldükten sonra dirilmeyi, hesabı, ceza ve mükafatı kabul etmeyen ve bu yüzden de Kur'ân'dan yüz çeviren kimselerdir.
54. Hayır O Kur'ân gerçekten de tesirli bir öğüttür.
55. Artık dileyen herkes O'ndan ders alabilir.
56. Ama öteki dünyaya inanmayanlar, Allah dilemedikçe O Kur'ân'dan ders alamazlar. O Allah, azabından korkulup korunulacak olan, ve kendi kitabıyla yol bulunandır. Bağışlamaya ehil olan da yalnızca O'dur.
1. Andolsun kıyamet gününe.
2. Ve andolsun kendi kendini kınayıp duran pişmanlık çeken kişiye.
3. İnsan, onu tekrar diriltip kemiklerini yeniden bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
4. Hayır, kesinlikle değil. Kemiklerini parmak uçlarına varıncaya kadar bütün özellikleriyle yeniden meydana getirmeye gücümüz yeter.
5. Hayır, insan ileride olacak olan kıyameti yalanlamak ister.
6. Ve alay ederek: “Şu kıyamet günü ne zaman gelecekmiş?” diye sorar.
7. Gözler hayretten kamaşıp şaşırdığı zaman.
8. Ay tutulup kapkara kesildiği zaman.
9. Güneş ve ay her ikisi birden yokluğa sürüklendiğinde,
10. o gün insan haykırarak “Eyvah kaçacak yer nerede?” der.
11. Hayır, o gün kaçacak ve sığınılacak yer bulunmaz.
12. O gün varıp durulacak tek yer Rabbinin huzurudur.
13. O gün insanın yapıp öne sürdüğü veya yapmayıp geri bıraktığı iyilik ve kötülük herşey kendisine bildirilmiş olacak.
14. Hayır, aslında insan kendi aleyhine şahitlik yapacak.
15. Mazeretler bulup kendi yaptıklarını gizlemeye çalışsa bile.
16. Ey peygamber! Sana inen vahyi acele belleyip ezberlemek için dilini kıpırdatma.
17. Çünkü O'nu senin kalbine yerleştirmek ve gerektiğinde okutturmak bizim işimizdir.
18. O halde biz O'nu Cebrâil'in diliyle okuduğumuzda sen de O'nun okuyuşunu izleyerek O'na uy.
19. O'nu anlatıp bildirmekte şüphesiz bize düşer.