Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 540
19. Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, evet işte onlar, Rableri yanında sözü, özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Ahirette onların bolca sevapları, önlerinde ve sağ taraflarında koşan nurları vardır. Bizden gelen gerçekleri örtbas edip, ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemliklerdir.
20. Bilin ki ey insanlar! Bu dünya hayatı ve yaşantısı, sadece bir oyundan, geçici bir eğlence ve bir süs ve aranızda bir övünme ve böbürlenme aracıdır, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu dünyanın durumu, hayat getiren yağmurun hikayesine benzer: Yağmurun yeşerttiği bitki, toprağı ekenlere sevinç verir, ama sonra kurur ve sen onun sarardığını görürsün. Sonra çörçöp olmuş, dağılıp gitmiştir. Ve ahirette ise, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler için, çetin bir azap, itaat edenler için ise, bağışlanma ve hoşnutluk vardır ve dünya hayatı, aldatıcı bir geçimlikten ve yararlanmadan ibarettir.
21. Bu sebeple Rabbinizin bağışlayıcılığına nail olmak ve böylece Allah'a ve elçisine iman edenler için hazırlanmış bulunan, genişliği gökler ve yer kadar olan cenneti elde etmek yolunda, birbirinizle yarışın. Bu Allah'ın dilediğine bağışladığı bir lütfudur. Çünkü Allah, sonsuz lütuf sahibidir.
22. Ne yeryüzünde, ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musibet, afet ve hastalık yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphe yok ki bu yazılması gerekenler, ne kadar çok olursa olsun Allah'a pek kolaydır.
23. Bu gerçeği iyi bilin ki, elinizden kaçan iyi ve güzel şeylere üzülmeyesiniz ve elinize geçen iyi ve güzel şeylerle de, boş yere şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip küstahça davrananları sevmez.
24. Ki o kendini beğenmişler, Allah'ın nimetleri üzerinde cimrilik edip, başkalarına da cimrice davranmayı tavsiye ederler. Kim hak yolda, malını vermekten yüz çevirirse, bilsin ki Allah, hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir ve tek övülmeye layık olandır.