Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 430
15. Andolsun ki Sebe' kavmine, kendi yurtlarında ilâhî nimeti ve güzelliği yansıtan bir ibret ve alamet vardı. Sağlı sollu cennet misali iki bahçe bulunmaktaydı. Rabbinizin size bahşettiği rızıktan yiyin ve O'na şükredin, ne güzel topraklar ve ne bağışlayıcı bir Rabb.
16. Ama onlar bizden yüz çevirip uzaklaştılar. Biz de üzerlerine, barajlarını yıkıp geçen bir sel gönderdik de, verimli iki bahçeleri sadece böğürtlen, ılgın ve köknar ağacından ibaret, virane bir bahçe şekline geliverdi.
17. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmelerinden dolayı, onları işte böyle cezalandırdık. Biz, bizden gelen gerçekleri örtbas edenlerden başkasını, hiç cezalandırır mıyız?
18. Biz o toplumun çöküşünden önce, bereketli kıldığımız şehirlerden olan, Mekke ve Kudüs ile onlar arasına, birbirlerinin görüş mesafesinde bulunan birçok kasaba yerleştirdik ve onlar için seyahatleri kolaylaştırdık ve adeta: “Bu topraklarda hem geceleri, hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin” dedik.
19. Onlar ise, bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da: “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzdaki konakları, birbirinden uzaklaştır” dediler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, bu yüzden dillerde dolaşan, destanlara çevirdik ve darmadağın ettik. Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve Allah'a gönülden şükredenler için, alınacak dersler vardır.
20. Andolsun İblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu. Böylelikle iman etmekte olan bir gurup dışında, onların pek çoğu İblise uymuş oldular.
21. Halbuki İblisin onlar üzerinde, hiçbir zorlayıcı gücü yoktu. Zaten İblise inananları baştan çıkarma izni vermişsek, ahiretin varlığına gerçekten inananları, ona şüphe ile bakanlardan, kesin bir şekilde ayırt etmek için vermişizdir. Çünkü Rabbin, herşeyi görüp gözetendir.
22. De ki: Allah'ın dışında ilah diye öne sürdüklerinizi çağırın, onların göklerde ve yerde zerre kadar güçleri yoktur. Onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı olmadığı gibi, ne de Allah onlar arasından hiç bir yardımcı seçmemiştir.