Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 25
164. Gerçek şu ki, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbirini takip edişinde, insanların faydasına olan şeyleri denizde taşıyıp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirerek onunla ölü toprağa can verdiği yağmurlarda, her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarların değişmesinde ve gökle yer arasında kendileri için tayin edilmiş belirli güzergâhlarda gidip gelen bulutlarda, düşünüp akıllarını kullananlar için mesajlar vardır.
165. İnsanlardan bir kısmı, Allah'tan başkasını O'na denk ve ortak kabul ederler de Allah'ı sever gibi onları severler. İman edenlerin ise Allah'ı sevmesi çok daha köklü ve devamlıdır. Varlık sebebine aykırı davrananlar, azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi.
166. O gün, bu dünyada Allah'ın emirlerine karşı gelinerek haksızca kendilerine uyulan kişiler, kendilerine uyanları tanımamazlıktan gelip, onlardan hızla uzaklaşırlar. Oysa onlar; hayatın değişik bölümlerinde, büyük ve önder tanınıyor, örnek alınıyor, peşlerinden gidiliyordu, aziz ve kutsal oldukları iddia ediliyordu. Ve o anda her iki taraf ta azabı görmüşler, aralarındaki bütün bağlar kopuvermiştir.
167. Ve sonra o inkârcılara uyanlar şöyle derler: Ah keşke dünyaya dönüp ikinci bir fırsat yakalasaydık da, onların bizi tanımamazlıktan geldiği gibi, biz de onları görmezden gelip uzak dursaydık diyecekler. Böylece, Allah yapıp ettiklerini onlara acı bir pişmanlık duygusu tattırarak gösterecek ve onlar cehennem ateşinden de çıkacak değillerdir.
168. Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan şeylerin güzel ve temiz olanlarından nasibinizi alın ve şeytanın peşinden gitmeyin, zira o kendi gizli olsa da sizin apaçık düşmanınızdır.
169. O şeytan, sizi yalnız kötülük işlemenizi, iğrenç ve çirkin işler yapmamızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi hakkında bilgi sahibi olmadığınız konularda hüküm yürüterek helalı haram haramı helal yapmanızı, böylece Allah'a karşı gelmenizi emreder.