Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 197
62. O münafıklar, sizi hoşnut etmek için iyi niyetle edip eyledikleri konusunda, yüzünüze karşı Allah'a yemin ederler. Oysa gerçekten inanmış olsalardı, herkesten önce Allah'ı ve O'nun elçisini hoşnut etmeye çalışmaları gerekirdi.
63. Hem bilmiyorlar mı ki, Allah'a ve O'nun elçisine karşı koyan kimseyi, içinde ebediyyen kalacağı cehennem ateşi beklemektedir. İşte bu alçalmanın en büyüğüdür.
64. Münafıklar, kalplerinde olan şeyleri haber verecek bir sûrenin başlarına inmesinden çekinip, endişe etmekteler. De ki: İstediğiniz gibi alay edin bakalım. Nasıl olsa Allah, tasalandığınız asıl şeyi er geç açığa vuracaktır.
65. Yine de sen onlara her türlü meselede soracak olsan, mutlaka şöyle cevap verirler: “Biz lafa dalmış şakalaşıyorduk.” De ki: “Allah ile, O'nun ayetleriyle, O'nun Rasûlü ile mi alay ediyordunuz?”
66. Boşuna anlamsız mazeret ileri sürmeyin. Böylece sizler iman ettiğinizi açıkladıktan sonra, düpedüz gerçekleri inkâr etmiş oldunuz. Bu olayla ilgi derecesine göre, içinizden bir kısmınızın günahını bağışlasak bile, günahlara gömülüp gitmelerinden dolayı, diğerlerini azaba uğratacağız.
67. Münafıkların erkek ve kadın hepsi aynı türden, aynı yapıda birbirlerinin kopyasıdırlar. Kötülüğü emreder, iyilikten alıkorlar ve ellerini cimriliklerinden dolayı, sımsıkı tutarlar. Allah'ı umursamazlar, Allah ta onları gözden çıkarır. Şüphesiz ki münafıklar, ilâhî buyrukları çiğneyip, günaha gömülüp giden kimselerdir.
68. Hem erkek ve hem kadın münafıklara, hem de Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere Allah, içinde yerleşip kalacakları cehennemi vaadetmiştir. Onların payına düşecek olan budur. Allah onları rahmetinden uzak tutmuştur ve devamlı bir azap beklemektedir onları.