Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 193
37. Kendisinde savaşmak yasaklanan haram ayları, değiştirmek veya başka bir aya ertelemek, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmekte daha da ileri gitmektir. Öyle yapmakla kâfirler büsbütün şaşırtılıp, saptırılırlar. Allah'ın kutsal kıldığı ayların sayısına uydurmak için onu bir yıl kutsal sayıp, bir yıl da kutsal saymazlar ve böylece Allah'ın kutsal kıldığını saygısızlık kabul ediverirler. Kötü işleri kendilerine süslenip, güzel gösterilmiştir. Zaten Allah, kendisinden gelen gerçekleri örtbas eden insanları doğru yola yöneltmez.
38. Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda savaşa çıkın” diye çağrıldığınızda, yere çakılıp kalıyorsunuz. Sonraki hayatın iyiliklerini gözden çıkarıp, bu dünya hayatının rahatlığıyla kendinize, doyum sağlama peşindesiniz. Fakat bu dünya hayatının verdiği haz ve doyum, sonraki hayatın vereceği yanında, değersiz bir şeyden başka nedir ki!
39. Bakın, eğer Allah yolunda savaşa çıkmazsanız, sizi çok çetin bir azapla cezalandırıp, yerinize başka bir topluluk getirir; ki O'nun böyle yapmasına hiçbir şekilde engel olamazsınız. Çünkü Allah'ın herşeye gücü yeter.
40. Eğer siz elçiye yardım etmezseniz, o zaman bilin ki, ona yine Allah yardım edecektir. Tıpkı Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, onu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım ettiği gibi; ki o gün o, yalnızca iki kişiden biriydi ve bu iki kişi saklandıkları mağaradayken elçi, arkadaşına “Üzülme” dedi, “Allah bizimle beraberdir.” Ve derken Allah, ona katından bir sükûnet ve bir güven duygusu bahşetti. O'nu sizin göremeyeceğiniz ordularla destekledi ve böylece Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin davalarını bütünüyle alçalttı. Allah'ın davası ise, böylece her zamanki gibi üstün ve yüce kaldı. Çünkü Allah, daima üstündür ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.