Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 154
31. Ey Âdemoğulları! Allah'a kulluk olsun diye, yapıp ettiğiniz her işte, kendinize çeki düzen verin, yiyip için, fakat saçıp savurmayın; çünkü Allah savurganları sevmez.
32. De ki: Allah'ın kulları için yarattığı güzellikleri, süsleri ve rızıkların iyisini, temizini yasaklayan kim? De ki: Bunlar dünya hayatında iman edenlerindir. Kıyamet gününde ise sadece inananlarındır. Anlama ve kavrama yeteneği olan insanlar için bu mesajları biz böyle apaçık dile getiriyoruz.
33. De ki: Doğrusu Rabbim; yalnızca açık ya da gizli, utanç verici davranışları, günahın her çeşidini, başkasının elindekine haksız olarak göz dikmeyi, Allah'tan başkasına hakkında hiçbir delil indirmediği halde, tanrısal nitelikler yakıştırmanızı ve bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı söylemenizi haram kılmıştır.
34. Her toplumun, yaşayacağı belli bir süre vardır. Süresi dolunca, onların yok edilmeleri ne bir an gecikebilir, ne de öne geçebilir.
35. Ey Âdemoğulları! Size kendi aranızdan, benim mesajlarımı ileten elçiler geldiğinde, kim yolunu Allah'ın kitabıyla bulur ve kendilerini düzeltirlerse, işte onlar için korku yok, onlar üzülmeyecekler de.
36. Ama ayetlerimizi yalanlamaya kalkanlar ve onlara kibirle tepeden bakanlar, ebedi olarak kalacakları cehenneme gireceklerdir.
37. Kendi asılsız uydurmalarını, Allah'a yakıştıran ya da Allah'ın ayetlerini yalanlamaya kalkışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Onlara hayatta nasib olarak her ne yazılmışsa, kendilerini bulacaktır. Sonunda canlarını almak için elçilerimiz geldiklerinde onlara: “Hani nerede Allah'tan başka çağırıp durduğunuz varlıklar?” diyecekler. Ve o günahkarlar: “Bizi yüzüstü bıraktılar” diye karşılık verecekler. Böylece Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden kimseler olduklarına, kendileri kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar.