Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 114
37. Onlar, ateşten kurtulmak isterler, ama kurtulamazlar. Devamlı bir azap onları bekler.
38. Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadına gelince, işlemiş olduklarına karşılık, Allah'tan gelen caydırıcı bir ceza olarak, her ikisinin ellerini kesin. Zira Allah, çok güçlü ve çok kuvvetlidir, yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.
39. Bu suçu işledikten sonra tevbe edip, kendini ıslah edene gelince, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok acıyandır.
40. Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır? O, günahlara batıp giderek cezalandırılmak isteyenleri cezalandırır, bağışlanma isteğinde bulunanları ise bağışlar. Zira Allah herşeye güç yetirendir.
41. Ey peygamber! Kalpleriyle inanmadıkları halde, dilleriyle inandık diyen münafıklarla, Yahudilerden Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmede alabildiğine yarışanlar seni üzmesin. Onlar yalancılık etmek için dinlerler, seni kabullenmeyip bildirdiğin mesajlara karşı gelen diğer bir topluluktan yana da casusluk yaparlar. Vahyedilen sözleri asıl anlamlarından kopararak, kaydırıp değiştirirler. Ve “Eğer size şöyle şöyle bir hüküm verilirse alın; ama verilmezse uzak durun” derler. Allah bir kimseyi sapıklığa düşürmek isterse, sen onun kurtarılması için Allah'a karşı hiçbirşey yapamazsın. İşte onların kalplerini, Allah temizlemek istememiştir. Onları bu dünyada zillet, öteki dünyada da korkunç bir azap beklemektedir.