Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 101
141. Onlar öyle münafıklardır ki, sizi gözetleyip dururlar, eğer size Allah'tan bir zafer nasib olursa, sizinle beraber değil miydik? derler. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin zaferden bir payları olursa, bu sefer de onlara; sizi yenip öldürebileceğimiz mümkün iken, mü'minlerden korumadık mı? derler. Artık Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecek ve Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin mü'minlere zarar vermelerine asla izin vermeyecektir.
142. Bakın bu münafıklar Allah'ı kandırmaya çalışıyorlar. Halbuki Allah onların kendi oyunlarını başlarına geçiriyor. Onlar namaz için kalktıklarında gönülsüzce sadece insanlar, görüp takdir etsinler diye kalkarlar. Allah'ı da pek az hatıra getirirler.
143. İman ile küfür arasında yalpalıyorlar. Ne müslümanlara bağlı kalırlar, ne de kâfirlere. Allah'ın saptırdıkları için, asla bir çıkış yolu bulamazsın.
144. Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenleri dost edinmeyin. Bunu yaparak Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
145. Şüphesiz ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasına atılacaklardır. Sen onlara yardım edici birini bulamayacaksın.
146. Bu münafıklar içinden tevbe edip hayatlarını, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar hariç. Zira bunlar, gerçekte mü'minlerle beraberdirler ve zamanı gelince Allah, bütün mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.
147. Eğer şükreder ve inanırsanız, Allah geçmiş günahlarınızdan dolayı sizi neden azaba uğratsın? Bilirsiniz ki Allah şükredenlere karşılığını her zaman veren ve herşeyi çok iyi bilendir.