Zâriyât Suresi 40. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Zâriyât Suresi 60 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 67. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 520 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَاَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُل۪يمٌۜ
Sureler
Mushaf
Sayfa 520
İlgili Sure
Zâriyât Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Ve biz onu ve askerlerini alarak, hepsini denize atmıştık, o esnada ümitsizlik içerisinde, yaptıklarına pişman olarak, kendini kınıyordu, ama son andaki pişmanlık ve kınamanın faydası olmayacaktı.
Abdullah Parlıyan Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.
Adem Uğur Bunun üzerine onu ve ordusunu yakaladık da onları denize attık. . . O pişmanlıkla kendi kendini yeriyordu!
Ahmed Hulusi Onu, Allah’a âsî olan ilâhî kuralları tanımayan askerî erkânını ve ordularını da tutup denize attık. O pişmanlık duyarak kendisini kınayıp duruyordu.
Ahmet Tekin Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize attık ki o (bu sırada kendi kendini) kınamaktaydı. [3]
Ahmet Varol Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıyordu.'
Ali Bulaç Bunun üzerine tuttuk kendisini ve ordularını denize attık. Öyle ki, küfür ve inad üzere bulunuyordu.
Ali Fikri Yavuz Neticede Firavun’u da ordularını da kıskıvrak yakaladık ve denizin dibine geçiriverdik. Boğulurken yaptıklarına bin pişman kendini kınıyordu.
Ali Ünal Sonunda onu ve askerlerini denize attık. O, kendini kınayıp duruyordu.
Bayraktar Bayraklı Sonunda onu ve ordularini yakalayip denize attik. O, kinanmayi haketmisti.
Bekir Sadak Bu sebeple onu da, ordusunu da yakalayıp (deniz) dalgaları arasına fırlattık ki (o sırada) kendini kınıyordu.
Celal Yıldırım Biz de onu ve ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. O (boğulma esnasında), pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu (ama iş işten geçmişti).
Cemal Külünkoğlu Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu.
Diyanet İşleri Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.
Diyanet İşleri ( Eski ) Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.
Diyanet Vakfı Onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Bu sonucu haketmişti.
Edip Yüksel Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık. Firavun ise o sırada (inadından dolayı pişmanlık duyarak) kendi kendini kınıyordu.
Elmalılı ( Sade ) Bunun üzerine Biz de tuttuk kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik o alçak namertlik ederken.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Onun üzerine biz de tuttuk kendisini ve ordularını deryaya fırlatıverdik, namerdlik ederken o leîm.
Elmalılı Hamdi Yazır Bunun üzerine, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,), 'kınanacak işler yapıyordu'.
Gültekin Onan O, kınanacak işler yaptığı için, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık.
Harun Yıldırım Nihayet onu da, ordularını da yakalayıb denize atdık ki o, (bu sırada kendi kendini) kınayıcı idi.
Hasan Basri Çantay Bunun üzerine (biz de) onu ve ordusunu, kendisi kınanacak bir kimse olarak yakalayıp hepsini denize atıverdik.
Hayrat Neşriyat Sonunda onu da, ordularını da yakalayıp denize attık. O, kınanacak işler yapıp durmaktaydı.
İbni Kesir Sonra, bizde Firavun'u ve ordusunu yakaladık ve zavallı, acınacak bir halde denizin içine atıp boğduk.
İlyas Yorulmaz Bunun üzerine biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O kınanacak işler yapıp durmaktaydı.
İnsan Dergisi Biz de onu ve bütün ordusunu kıskıvrak yakaladık ve Firavun, son nefesinde tövbe ederek yaptıklarından dolayı kendisini kınayıp dururken, hepsini denize atıverdik. Fakat bu gecikmiş tövbe, onu feci akıbetten kurtaramamıştı.
Kadri Çelik ve Biz onu ve adamlarını yakalayıp hepsini denize atmıştık, (bütün bu olup bitenler için) suçlanması gereken, (Firavun'dan başkası değildi,) yalnız o idi (tek suçlu).
Mahmut Kısa Derken onu ve ordusunu helâk etmiş, onları denize atıvermiştik de o kendisini kınayıp durmadaydı.
Muhammed Esed Derken, Biz de onu ve ordusunu enseledik, hepsini denize döktük: o hala kendi kendisini kınayadursun.
Mustafa İslamoğlu Artık O'nu da, ordularını da yakaladık, hemen onları denize atıverdik. Ve o, levm edilecek şeyleri yaparken (öyle bir felakete uğramış oldu).
Ömer Nasuhi Bilmen Biz de onu ve ordusunu tutup denize attık. Bu sırada o, kendisini kınayıp duruyordu.
Ömer Öngüt Biz de onu ve askerlerini yakalamış ve denize atmıştık. O pişman olmuştu.
Şaban Piriş Biz de derhal onu ve ordusunu yakaladık onları denize fırlatıverdik; o (Firavun boğulurken) kendi kendini kınıyordu!..
Sadık Türkmen Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.
Seyyid Kutub Biz de hem onu, hem ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. Boğulurken, pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu.
Suat Yıldırım Biz de onu ve askerlerini yakaladık, onları denize attık. (O boğulurken pişmanlıkla) Kendi kendini kınıyordu.
Süleyman Ateş Bunun üzerine, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıp durmaktaydı'.
Süleymaniye Vakfı Nihayet Firavunu tuttuk, ordusuyla birlikte denizin içinde darmadağınık ettik. O sırada o, kendini kınıyordu.
Tefhim-ul Kuran Biz de hem onu, hem ordusunu yakalayıp denize attık ki, o sırada o kendi kendisini suçluyordu.
Ümit Şimşek Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp suyun ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu.
Yaşar Nuri Öztürk Nihayet Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık. (Son anda) kendini kınıyordu.

Sureler
Sayfa 520
Mushaf
Zâriyât Suresi
İlgili Sure
Ayetler