|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ Yemin olsun incire, zeytine, |
1 |
|
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ Tûr-i Sîna'ya, |
2 |
|
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ Ve şu güvenli kente ki, |
3 |
|
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. |
4 |
|
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne/aşağıların en aşağısına çevirip attık. |
5 |
|
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır. |
6 |
|
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ Böyle iken dini sana ne yalanlatır? |
7 |
|
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi? |
8 |