|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ And olsun incire, zeytine, |
1 |
|
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ (Hz. Mûsa’nın Rabbine münacaatta bulunduğu) Sinâ dağına, |
2 |
|
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ Bir de bu emîn şehre (Mekke’ye) ki: |
3 |
|
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. |
4 |
|
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ Sonra onu, (küfre varınca) aşağıların aşağısına çevirdik, (cehennemlik yaptık). |
5 |
|
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ Ancak iman edib salih ameller işliyenler başka; onlar için kesilib tükenmez bir mükâfat vardır. |
6 |
|
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ O halde, (ey insan! Bunca deliller ortaya çıktıktan), sonra, seni, hesab gününü inkâra götüren ne? |
7 |
|
اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ Allah, hâkimlerin Hâkimi değil mi? |
8 |