|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُۙ (1-2) Sizi tekâsür’le (o çoklukla, mal ve evlâd çokluğuyla) övünmek (o kadar) oyaladı ki, nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz (ve artık ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız)! |
1 |
|
حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَۜ (1-2) Sizi tekâsür’le (o çoklukla, mal ve evlâd çokluğuyla) övünmek (o kadar) oyaladı ki, nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz (ve artık ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız)! |
2 |
|
كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ Hayır! İleride bileceksiniz! |
3 |
|
ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۜ Sonra (yine) hayır! İleride bileceksiniz! |
4 |
|
كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَق۪ينِۜ Hayır! Eğer (gerçeği) kat'î bir ilimle bilseydiniz (böyle yapmazdınız)! |
5 |
|
لَتَرَوُنَّ الْجَح۪يمَۙ And olsun (siz) Cehennemi mutlaka göreceksiniz! |
6 |
|
ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَق۪ينِۙ Sonra (yine) and olsun, siz onu gözün(üzün) kat'î bilişiyle göreceksiniz! |
7 |
|
ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ Sonra o gün, (size dünyada verilmiş olan) ni'metlerden (teker teker) mutlaka sorulacaksınız! |
8 |