Şuarâ Suresi 200. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Şuarâ Suresi 227 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 47. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 367 sayfa numarasında yer almaktadır.
كَذٰلِكَ سَلَكْنَاهُ ف۪ي قُلُوبِ الْمُجْرِم۪ينَۜ
Sureler
Mushaf
Sayfa 367
İlgili Sure
Şuarâ Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Biz küfrü onların kalbine öylesine soktuk, veya biz Kur'ân'ı onların kalplerine öyle soktuk, yani kendi dilleriyle indirdik, manasını çok iyi anladılar.
Abdullah Parlıyan Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk.
Adem Uğur İşte Onu, (hakikati inkâr) suçu işleyenlerin akıllarına bu kadar sokarız!
Ahmed Hulusi Kur’ân’ı yalanlamayı, inkârı ve hidayeti kafalarına, kalplerine soktuğumuz gibi, onun, Kur’ân’ın İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların kafalarında, kalplerinde yankı bulmadan geçip gitmesine de biz yol açtık.
Ahmet Tekin Biz onu suçluların kalplerine işte böyle soktuk.
Ahmet Varol Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Ali Bulaç Biz, o küfrü mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuz ki,
Ali Fikri Yavuz Kur’ân’ı hayatları günah hasadından ibaret o inkârcı suçluların kalblerinden (inkâr ve günahta ısrarları sebebiyle) işte böyle, kalıcı bir tesir bırakmadan geçirip gidiyoruz:
Ali Ünal (200-201) Onu, günahkârların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Bayraktar Bayraklı (200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Bekir Sadak (200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
Celal Yıldırım (200-201) Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Cemal Külünkoğlu İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk.
Diyanet İşleri (200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Diyanet İşleri ( Eski ) (200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Diyanet Vakfı İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
Edip Yüksel (200-201) Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (Okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Elmalılı ( Sade ) Biz onu suçluların kalbine öyle sokmuşuzdur.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Biz onu mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuzdur.
Elmalılı Hamdi Yazır Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Gültekin Onan Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk.
Harun Yıldırım Biz (küfrü) o günahkârların kalbine Öyle bir sokduk ki,
Hasan Basri Çantay İşte onu (o küfrü) günahkârların kalblerine (yalanlamalarındaki inadları sebebiyle) böyle sokmuşuzdur.
Hayrat Neşriyat İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız.
İbni Kesir Biz o kitabı günahkarların kalbinden geçirdik.
İlyas Yorulmaz Biz böylece onu, suçlu günahkârların kalplerine soktuk (da okuyup anlamış oldular).
İnsan Dergisi İşte Biz onu, yani Kur'an'ın eşsiz bir mucize olduğu gerçeğini suçluların kalplerine böyle sokarız. Öyle ki;
Kadri Çelik Biz bu (mesajı)n o günahkarların kalplerinden (bir yankı bulmadan) geçip gitmesine yol açtık:
Mahmut Kısa Biz, böylece Kur'ân'ı, mücrimlerin gönüllerine kadar işlettik.
Muhammed Esed İşte Biz vahyin, günaha batmışların kalplerinde (etki etmeden) geçip gitmesini böyle sağlamışızdır.
Mustafa İslamoğlu İşte öylece onu (küfrü) günahkârların kalplerine sokmuşuzdur.
Ömer Nasuhi Bilmen İşte böylece onu o günahkârların kalplerine soktuk.
Ömer Öngüt İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız da..
Şaban Piriş Işte, suçluların kalpleri böyledir!
Sadık Türkmen Böylece inanmamayı ağır suçluların kalplerine aşıladık.
Seyyid Kutub (200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
Suat Yıldırım Biz onu, suçluların kalblerine öyle soktuk.
Süleyman Ateş Biz onu, suçlu günahkârların kalbine işte böyle geçirip yürüttük.
Süleymaniye Vakfı Biz Kur’ân’ı suçluların kalplerine kadar işlettik.
Tefhim-ul Kuran Mücrimlerin kalplerinde inkârı Biz böyle yerleştirmişizdir.
Ümit Şimşek Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.
Yaşar Nuri Öztürk Biz onu (ayetlerimizi) mücrimlerin (suçlu-günahkarların) kalbine böyle (kuşkularla) sokarız.

Sureler
Sayfa 367
Mushaf
Şuarâ Suresi
İlgili Sure
Ayetler