|
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla |
|
|
وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
1 |
|
وَالْقَمَرِ اِذَا تَلٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
2 |
|
وَالنَّهَارِ اِذَا جَلّٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
3 |
|
وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
4 |
|
وَالسَّمَٓاءِ وَمَا بَنٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
5 |
|
وَالْاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
6 |
|
وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
7 |
|
فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙۖ (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762] [763] |
8 |
|
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَاۙۖ (9-10) Nefsini arındıran, kurtuluşa ermiştir. Nefsini karanlığa gömen ise kayıptadır. |
9 |
|
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاۜ (9-10) Nefsini arındıran, kurtuluşa ermiştir. Nefsini karanlığa gömen ise kayıptadır. |
10 |
|
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوٰيهَاۙۖ Semûd toplumu, azgınlığı nedeniyle yalanladı. [764] |
11 |
|
اِذِ انْبَعَثَ اَشْقٰيهَاۙۖ (12-13) En azgınları ileri atıldığında, Allah'ın peygamberi onlara, “Allah'ın devesini bırakınız, onun su içmesine engel olmaktan sakınınız” demişti. |
12 |
|
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللّٰهِ نَاقَةَ اللّٰهِ وَسُقْيٰيهَا۠ (12-13) En azgınları ileri atıldığında, Allah'ın peygamberi onlara, “Allah'ın devesini bırakınız, onun su içmesine engel olmaktan sakınınız” demişti. |
13 |
|
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَاۙۖ فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوّٰيهَاۙۖ Buna rağmen peygamberi yalanladılar ve deveyi kestiler. Rableri, günahlarından dolayı ülkelerini harap edip yerle bir etti. |
14 |
|
وَلَا يَخَافُ عُقْبٰيهَا Çünkü onların hiçbiri, başlarına gelecek şeyin korkusunu taşımıyordu. [765] |
15 |